Bayar’ın 1953’te Anıtkabir’de Atatürk’e hitaben yaptığı konuşmada geçen ve onun Atatürk’ü yorumlama stratejisini özetleyen kilit bir ifadedir. Bayar, Atatürk’ün kendisine sunulan padişahlık, halifelik gibi teklifleri reddederek cumhuriyeti ve millet egemenliğini tercih etmesini vurgulayarak, Atatürk’ün en büyük mirasının “milli irade” olduğunu savunur. Bu ifadeyle, kendi “Milli İrade” doktrinini doğrudan Atatürk’ün vizyonuna dayandırır ve DP’nin bu vizyonun asıl takipçisi olduğunu ima eder.
DP’nin, CHP’nin cumhuriyetçilik anlayışına karşı geliştirdiği alternatif bir kavramdır. Bu anlayışa göre, cumhuriyetçilik sadece bir rejim şekli değil, aynı zamanda “millet hâkimiyetine” dayanan demokratik bir içerik taşımalıdır. DP, CHP’yi cumhuriyeti bir “tek parti” yönetimine indirgemekle suçlarken, kendilerinin “gerçek cumhuriyetçiliği“, yani demokrasi ve özgürlüklerle taçlandırılmış bir cumhuriyeti savunduğunu iddia eder. Bu, Atatürk mirasını sahiplenme stratejisinin bir […]
DP’nin kuruluş programında ve Bayar’ın konuşmalarında, partinin Atatürk devrimlerinin temel ilkelerine sadık olduğunu belirtmek için kullanılan stratejik bir ifadedir. Bu vurgu, DP’nin muhafazakâr ve dindar kesimlerden oy alırken, laik ve cumhuriyetçi çevrelerde “irtica” endişesi yaratmasını engellemeye yönelik bir güvencedir. Retorik olarak, DP’nin bir “karşı-devrim” hareketi olmadığını, aksine devrimleri demokrasiyle taçlandırmayı hedeflediğini savunur.
Bayar’ın, kendi siyasi çizgisini ve DP’nin misyonunu Atatürk’ün mirasıyla özdeşleştirmek için kullandığı metaforik bir ifadedir. Bu “yol“, CHP’nin takip ettiği bürokratik ve halktan kopuk yolun aksine, Atatürk’ün asıl hedefi olan “milli irade“ye ve tam demokrasiye giden yol olarak tanımlanır. Bu ifade, CHP’nin Atatürk’ün partisiyken, DP’nin Atatürk’ün “yolu“nun takipçisi olduğunu öne sürerek meşruiyet transferi yapmayı amaçlar.