Arşivler: Sözlük Terimleri

14 Mayıs Ruhu

Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de seçimleri kazanarak iktidara geldiği günü ve bu zaferin arkasındaki toplumsal heyecanı, umudu ve değişim arzusunu ifade eden bir kavramdır. Menderes ve DP’liler için bu ifade, sadece bir seçim zaferini değil, aynı zamanda “Tek Parti Devri“nin sona erdiği, “Milli İrade“nin tecelli ettiği ve yeni bir dönemin başladığı tarihsel bir anı simgeler. […]

21. Yüzyılın En Büyük Projesi

Mesut Yılmaz’ın Avrupa Birliği’ni (AB) tanımlamak için kullandığı iddialı bir ifadedir. Bu tanımlama, AB’yi askeri güç veya ideolojiye dayalı eski tip birliklerden ayırarak, onu “ideallere ve rasyonalizme bağlı” bir birliktelik olarak yüceltir. Retorik işlevi, Türkiye’nin AB üyeliği hedefini basit bir ekonomik veya siyasi ortaklığın ötesine taşıyarak, onu küresel ölçekte tarihi bir “sivil proje” olarak konumlandırmaktır. […]

24 Ocak Kararları

Turgut Özal’ın Başbakanlık Müsteşarı iken mimarı olduğu ve Türkiye ekonomisini kökten değiştiren istikrar ve liberalleşme paketinin adıdır. Özal’ın siyasi kimliği bu kararlarla özdeşleşmiştir. Söyleminde bu kararları, Türkiye’yi içe kapalı, verimsiz bir ekonomiden kurtarıp dünyaya açan, “çağ atlamanın” zorunlu bir adımı olarak sunmuştur. Eleştirilere karşı “acelemiz var” diyerek bu dönüşümün kaçınılmazlığını vurgulamıştır. Retorik işlevi, kendi siyasi […]

28 Aralık sabahı Tansu Hanım yok!

1995 genel seçimleri öncesinde, en büyük rakibi Tansu Çiller’e yönelik sarf ettiği, siyasi polemik dilinin en akılda kalıcı örneklerinden biridir. Bu ifade, basit bir seçim tahmininin ötesinde, rakibini siyaseten yok sayan, onun siyasi ömrünün tükendiğini iddia eden keskin ve kendinden emin bir meydan okumadır. Retorik olarak, seçmen nezdinde Çiller’in iktidar alternatifi olamayacağı algısını yaratmayı ve […]

28 Şubat

Yılmaz’ın siyasi kariyerinin en kritik dönemeçlerinden birini ifade eden ve söyleminde sıkça yer alan bir kavramdır. Onun için 28 Şubat, sivil siyaset ile askeri vesayet arasındaki gerilimin zirveye ulaştığı bir dönemi simgeler. Konuşmalarında, “Darbe olacak mı diye tartışmak bile Türk demokrasisi adına yeter ayıptır!” diyerek süreci eleştirmiş ve sivil alanın savunucusu bir pozisyon almıştır. Ancak […]

40 Yapar

Devlet Bahçeli’nin 2009 yılında bir parti toplantısında, partisinin 40. yılına atıfta bulunurken yaptığı iddia edilen bir matematiksel hesaplamaya dayanan ve sonrasında popüler kültürde yer edinen bir ifadedir. Bahçeli’nin, çeşitli illerden gelen delegelerin sayısını toplarken yaptığı basit bir toplama işleminin sonucunu “kırk eder” şeklinde ifade etmesi, siyasi rakipleri tarafından alay konusu yapılmış, ancak zamanla Bahçeli’nin halkla […]

418 Milyar Dolar

Kılıçdaroğlu’nun, “Beşli Çete” olarak adlandırdığı gruplara ve yandaşlara kamu ihaleleri ve usulsüz özelleştirmeler yoluyla aktarıldığını iddia ettiği devasa meblağı ifade eden sembolik bir rakamdır. Bu rakam, yolsuzluk ve kamu zararı iddialarını somutlaştırmak ve halkın zihninde canlandırmak için kullanılır. Özellikle deprem sonrası düzenlenen yardım kampanyasında bu şirketlerin yaptığı bağışları, “418 milyar dolarlık borcunuzdan düşeceğim” diyerek tiye […]

5 Nisan Kararları

5 Nisan 1994’te Tansu Çiller hükümeti tarafından açıklanan, yüksek enflasyon ve mali krizle mücadele etmeyi amaçlayan radikal ekonomik istikrar paketidir. Bu kararlar, Cumhuriyet tarihinin en büyük devalüasyonlarından birini içermiş, kamu harcamalarında ciddi kesintiler yapmış ve KİT ürünlerine büyük zamlar getirmiştir. Siyasi söylem açısından “5 Nisan Kararları,” Çiller’in teknokrat kimliği ile popülist vaatleri arasındaki gerilimin zirveye […]

6 kere gittim, 7 kere geldim

Demirel’in, askeri müdahaleler ve siyasi çalkantılarla dolu kariyerini özetleyen ikonik bir ifadedir. Bir gazetecinin “sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıttır. Bu sözün retorik işlevi, siyasi mağlubiyetleri ve iktidardan düşüşleri birer son olarak değil, siyasi dayanıklılığının ve nihai zaferinin kanıtı olarak yeniden çerçevelemektir. Bu ifade, seçmenine “ne olursa […]

70 sente muhtacız

Bu ifade, Demirel’in başbakan olduğu 1970’lerin sonlarında Türkiye’nin yaşadığı derin ekonomik krizi, özellikle döviz darboğazını ve dış ticaret açığını anlatmak için kullandığı çarpıcı bir sözdür. İfadenin siyasi işlevi çifte yönlüdür. Bir yandan, durumun vahametini abartılı ve akılda kalıcı bir şekilde halka anlatarak, alınacak acı reçete niteliğindeki ekonomik önlemler için kamuoyunu hazırlamayı amaçlar. Diğer yandan, bu […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×