Arşivler: Sözlük Terimleri

O Bayrak İnecek, O Asker Gidecek

Ocak 1996’da Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Kardak Krizi sırasında, Yunanistan’ın adaya bayrak dikip asker çıkarmasına karşı gösterdiği sert tepkiyi ifade eden kararlı bir ültimatomdur. Bu söz, geri adım atılmayacağını, egemenlik haklarından taviz verilmeyeceğini ve gerekirse askeri gücün kullanılacağını net bir şekilde ortaya koyar. Bu ifade, Çiller’in ulusal kriz anlarında “şahin” ve kararlı bir lider […]

OBİT (Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı)

Kılıçdaroğlu’nun dış politika vizyonunun merkezinde yer alan bir projedir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi kurucu üye olarak içeren bu teşkilat, bölge sorunlarının yine bölge ülkeleri tarafından, “egemen güçlerin” müdahalesi olmadan çözülmesini amaçlar. Bu proje, mevcut hükümetin dış politikasını maceracı ve ideolojik bularak eleştiren Kılıçdaroğlu’nun, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine dayanan , akılcı ve barışçıl […]

Odunu Aday Göstersem Seçtiririm

Menderes’e atfedilen ve onun halk üzerindeki etkisini ve parti içindeki mutlak liderliğini ifade ettiği iddia edilen kibirli bir sözdür. Bu ifadenin gerçekten Menderes tarafından söylenip söylenmediği tartışmalı olsa da, onun siyasi kimliğinin bir parçası haline gelmiştir. Bu söz, “Milli İrade“nin aslında liderin şahsında toplandığı, seçmenlerin partiye veya adayın niteliklerine değil, doğrudan lidere oy verdiği şeklindeki […]

Okyanus ötesi

Gülen Cemaati ile AK Parti arasındaki ilişkilerin henüz bozulmadığı dönemde, Fethullah Gülen’in ikamet ettiği ABD’nin Pensilvanya eyaletini işaret etmek için kullanılan üstü kapalı bir ifadedir. Bu ad aktarması, doğrudan isim vermekten kaçınarak, saygılı ve mesafeli bir gönderme yapma amacı taşıyordu. Özellikle 2010 Anayasa Referandumu sonrasında, cemaatin desteğine yönelik teşekkür imalarında bu ifade kullanılmıştır. İlişkilerin bozulmasından […]

Onbaşı Olma Şerefsizliği

28 Şubat sürecinde kurulan ANASOL-D hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı hedef alırken kullandığı, büyük tepki çeken bir ifadedir. “Seçilmiş hiçbir genel başkan onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi” sözü, Yılmaz’ı askerin emrine girmiş, iradesi olmayan bir “siyasi onbaşı” olarak nitelendirir. Ancak “onbaşı” rütbesini “şerefsizlik” ile yan yana kullanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en alt rütbesindeki askerlere hakaret olarak algılanmış […]

Önce Ahlak ve Maneviyat

Milli Görüş hareketinin temel sloganı ve siyaset felsefesinin özetidir. Bu ilke, bir toplumda ekonomik, siyasi ve sosyal ilerlemenin temel şartının, o toplumun ahlaki ve manevi değerlere olan bağlılığı olduğunu savunur. Erbakan’a göre, ahlaki ve manevi temelleri zayıf olan bir toplum, ne kadar maddi zenginliğe ulaşırsa ulaşsın, gerçek “saadete” erişemez. Bu slogan, Milli Görüş’ü diğer tüm […]

Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim ve Ben

MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’e atfedilen ve Bahçeli tarafından sıkça tekrarlanan, hareketin temel ahlak ilkesini özetleyen bir slogandır. Bu ifade, MHP’nin siyaseti kişisel veya partisel çıkarlar için değil, her şeyin üzerinde tuttuğu vatan ve milletin çıkarları için yaptığını iddia eder. Özellikle kritik siyasi kararlar (ittifaklar, hükümete destek vb.) bu ilke referans gösterilerek meşrulaştırılır. Retorik işlevi, […]

One Minute

29 Ocak 2009’da Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu panelinde, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Gazze saldırılarını yüksek sesle savunmasının ardından, Erdoğan’ın konuşma süresinin kısıtlanmasına tepki olarak moderatör David Ignatius’a yönelik sarf ettiği ve paneli terk etmesiyle sonuçlanan olayın simgesel ifadesidir. Bu çıkış hem iç hem de dış politikada derin yankılar uyandırmıştır. Dış politikada, Türkiye’nin geleneksel edilgen ve […]

Onlar

Erbakan’ın “biz” zamirinin karşıt kutbunu oluşturan ve Milli Görüş’ün dışındaki tüm siyasi, ideolojik ve ekonomik aktörleri kapsayan genel bir zamirdir. “Onlar,” Batı’yı ve onun değerlerini taklit eden “taklitçiler,” “Batı Kulübü,” “faizci kapitalist düzenin” savunucuları, “dış mihraklar” ve onların yerli işbirlikçileridir. “Onlar,” milli ve manevi değerlerden yoksundur, halkın “ruh kökü”ne yabancıdır ve ülkeyi sömürü düzenine mahkum […]

Onlar Şii, biz Sünniyiz

Özal’ın, İran-Irak Savaşı veya diğer bölgesel meseleler bağlamında, Türkiye’nin dış politikasını mezhepsel bir perspektiften değerlendirdiğini gösteren bir ifadedir. Bu söz, onun dış politikadaki pragmatizminin yanı sıra, zaman zaman reelpolitiği dini ve kültürel kimlikler üzerinden okuma eğilimini de ortaya koyar. Devletin geleneksel laik dış politika dilinden bir sapmadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×