Türk milletini oluşturan bireylerin ve grupların (örneğin Türkler ve Kürtler) ortak bir geçmişe, bugüne ve geleceğe sahip olduğunu, sevinçte ve tasada bir olduklarını ifade eden bir kavramdır. Bahçeli, bu ifadeyi özellikle “bölücülük” olarak gördüğü etnik temelli siyasetlere karşı kullanır. Milletin farklı unsurlarının bir “kader birliği” içinde olduğunu vurgulayarak, ayrılıkçı fikirlere karşı milli birliğin ve kardeşliğin […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Kağıttepe
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sırasında Kağıthane ilçesinin adını “Kağıttepe” olarak telaffuz etmesiyle ortaya çıkan ve sembol haline gelen bir gaftır. Bu basit dil sürçmesi, siyasi rakipleri ve medya tarafından Yılmaz’ın “halktan kopuk“, “İstanbul’u bilmeyen“, elitist bir siyasetçi olduğu imajını pekiştirmek için yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Analitik olarak önemi, bir siyasi liderin imajının sadece büyük […]
Kalkınma
Bayar’ın tüm siyasi kariyeri boyunca değişmeyen ana hedefi ifade eden şemsiye bir kavramdır. 1930’larda “devletçilik” ve “sanayi planları” ile, 1950’lerde ise “hususi teşebbüs” ve “yabancı sermaye” ile ilişkilendirilmiştir. Yöntemler değişse de amaç hep aynı kalmıştır: Türkiye’yi ekonomik olarak müreffeh, sanayileşmiş ve modern bir ülke haline getirmek. Bu terim, Bayar’ın siyasi söyleminin pragmatik ve sonuç odaklı […]
Kalkınma Hamlesi
DP’nin 1950-1960 yılları arasında uyguladığı ekonomik ve altyapı odaklı politikaların genel adıdır. Bu ifade, Menderes’in Türkiye’yi tarım toplumundan sanayi toplumuna dönüştürme, ülkeyi baştan sona yollarla, barajlarla, limanlarla ve fabrikalarla donatma vizyonunu özetler. “Hamle” kelimesi, durağanlığa karşı dinamizmi, planlı ve enerjik bir atılımı ifade eder. Bu söylem, DP’nin en güçlü propaganda aracı olmuş, partiye “yapan, inşa […]
Kan Emiciler
Halkın emeğini ve ülkenin kaynaklarını sömüren grupları (Beşli Çete, mafya, baronlar vb.) tanımlamak için kullanılan çok sert bir metafordur. Bu ifade, söz konusu grupların faaliyetlerini, bir canlının yaşam kaynağını tüketen bir parazitin eylemine benzetir. Bu dramatizasyon, bu gruplara karşı verilecek mücadelenin sadece siyasi değil, aynı zamanda bir “varoluş” mücadelesi olduğu algısını yaratır ve halkın öfkesini […]
Kanun Hâkimiyeti
Devletin ve bireylerin eylemlerinin kanunlarla sınırlı olduğu ve herkesin kanun önünde eşit olduğu ilkesidir. Bayar, bu ilkeyi hem muhalefetteyken CHP iktidarının keyfi uygulamalarını eleştirmek için, hem de iktidardayken muhalefetin “kanun dışı” olarak nitelediği eylemlerine karşı devletin otoritesini savunmak için kullanmıştır. “Kanunun durduğu yerde evvelâ sokağın sonra da dağ başlarının, şekavetin hâkimiyeti başlar” sözü, bu konudaki […]
Kanunun Pençesi
Kanunların ve devlet otoritesinin caydırıcı gücünü ifade eden güçlü bir metafordur. Özellikle seçim güvenliği veya kamu düzeniyle ilgili konularda, kanunsuzluğa yeltenenlerin mutlaka cezalandırılacağını vurgulamak için kullanılmıştır. Örneğin, “vatandaşın oy atma salahiyetini ihlale cüret edecekler kanunun pençesini yakalarında bulacaklardır” gibi ifadeler, devletin bu konudaki kararlılığını ve tavizsiz tutumunu göstermeyi amaçlar
Kara Cübbeliler
Menderes’in, 1950’lerin sonlarında hükümete karşı artan öğrenci ve akademisyen protestolarını eleştirmek için kullandığı aşağılayıcı ve damgalayıcı bir ifadedir. Üniversite hocalarının giydiği akademik cüppelere atıfta bulunan bu terim, aydınları ve akademisyenleri halktan kopuk, ülkenin gerçeklerinden habersiz, hükümetin “Kalkınma Hamlesi“ni anlamayan, kışkırtıcı ve yıkıcı bir elit zümre olarak tasvir etmeyi amaçlar. “Kara” sıfatı, bu grubun niyetlerinin karanlık, […]
Karaborsa
Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntılar döneminde, temel tüketim mallarının fahiş fiyatlarla el altından satılmasını ifade eder. DP’nin muhalefet söyleminde “karaborsa“, CHP iktidarının ekonomi yönetimindeki başarısızlığının, yolsuzluğun ve halkın mağduriyetinin bir sembolü olarak kullanılmıştır. Bu terim, halkın günlük hayatta yaşadığı sıkıntılara tercüman olarak, DP’nin popülist çekiciliğini artırmıştır.
Karaoğlan
Bülent Ecevit ile özdeşleşen en güçlü ve yaygın lakaptır. İlk olarak 1973 seçimleri öncesinde Kars veya Sivas’ta bir halk kadını tarafından kullanıldığı rivayet edilir. Bu lakap, Ecevit’in Robert Kolej mezunu, entelektüel ve şehirli kimliğini aşarak, onu doğrudan Anadolu halkının gönlüne yerleştiren bir köprü işlevi görmüştür. “Karaoğlan,” Dede Korkut hikayelerinden ve halk masallarından gelen bir arketiptir; […]