Ecevit’in son başbakanlık döneminde (2000 yılı), cezaevlerindeki koğuş sisteminden hücre tipi sisteme geçişi ifade eden projenin adıdır. Bu geçişe direnen siyasi mahkumlara karşı düzenlenen ve “Hayata Dönüş Operasyonu” olarak adlandırılan kanlı müdahale, Ecevit’in “devlet adamı” kimliğinin en tartışmalı icraatlarından biri olmuştur. Ecevit, operasyon sonrası yaptığı açıklamada, koğuş sisteminin cezaevlerini “terör eğitim merkezi” haline getirdiğini savunmuş […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Faiz
Erbakan’ın ekonomik sistem eleştirisinin merkezinde yer alan ve “zulüm” ile “haksızlık” olarak tanımlanan kavramdır. Faiz, üretmeden, emek harcamadan başkasının kazancı üzerinden haksız bir pay almak olarak görülür. Erbakan’a göre faiz, “faizci kapitalist sistemin” ve “köle düzeninin” temel sömürü aracıdır. Ekonomik olarak enflasyonun, ahlaki olarak ise toplumsal çürümenin ana nedenidir. “Adil Düzen” projesinin en temel vaadi, […]
Faiz lobisi
Türkiye ekonomisini istikrarsızlaştırarak yüksek faiz oranlarından haksız kazanç elde etmeyi amaçladığı varsayılan, kimliği belirsiz yerli ve yabancı finansal çıkar gruplarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu ifade, özellikle ekonomik krizler, döviz kurundaki dalgalanmalar veya Gezi Parkı gibi toplumsal olaylar sırasında, yaşananların arkasındaki “gerçek fail” olarak sunulmuştur. “Faiz lobisi” söylemi, karmaşık ekonomik sorunları (enflasyon, cari açık […]
Faiz sebep, enflasyon netice
Geleneksel ve ortodoks ekonomi teorisinin tam tersine, faizin enflasyonun sebebi olduğunu savunan, Erdoğan’ın ekonomi politikalarının temel dayanağı olan bir formüldür. Bu ifade, sadece bir ekonomi tezi değil, aynı zamanda siyasi bir meydan okumadır. Bu formülü savunarak, kendisini yerleşik ekonomik sisteme ve “faiz lobisine” karşı duran, milletin çıkarına çalışan ve cesur kararlar alan lider olarak konumlandırır. […]
Faizci Kapitalist Sistem
Erbakan’ın, dünyayı yöneten mevcut ekonomik ve siyasi düzeni tanımlamak için kullandığı birleşik bir kavramdır. Bu sistemin temelinde faiz yoluyla sömürü yattığını ve bu sömürünün “Siyonizm” ve “ırkçı emperyalizm” tarafından kendi küresel hakimiyetlerini sürdürmek için kullanıldığını savunur. Bu sistem, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar; az gelişmiş ülkeleri borç batağına sürükleyerek sömürür ve ahlaki çürümeye […]
Fak-Fuk-Fon
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun halk arasındaki popüler adıdır. Özal, bu fonu neoliberal politikaların yarattığı yoksullukla mücadele etmek ve sosyal devletin aşındırılmasını telafi etmek için bir araç olarak sunmuştur. Ancak eleştirmenlere göre bu fon, yoksul kesimleri devlete ve iktidar partisine bağımlı kılan bir patronaj ağına dönüşmüştür. Söylemde ise “fakire yardım” ve “sosyal adalet” gibi […]
Fasa fiso
Kamuoyunda bir konuyu veya iddiayı önemsizleştirmek, ciddiye almadığını belirtmek için kullanılan argo bir ifadedir. Yılmaz’ın bu ifadeyi hangi bağlamda kullandığına dair spesifik bir veri olmasa da, onun zaman zaman başvurduğu polemikçi ve küçümseyici dilin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu tür ifadeler, rakibin argümanlarını içerik olarak çürütmek yerine, onları toptan değersizleştirerek psikolojik bir üstünlük kurmayı hedefler. […]
Fedakarlık
Yılmaz’ın, özellikle AB üyelik süreci gibi büyük ulusal hedeflere ulaşmak için toplumun tüm kesimlerine yaptığı bir çağrıdır. “Genişleme sürecinin başarısı için, herkesin belirli bir fedakârlıkta bulunması… gerekir” ifadesi, bu zorlu sürecin ancak toplumsal bir uzlaşı ve ortak bir çaba ile aşılabileceğini vurgular. Retorik olarak “fedakarlık“, ekonomik veya siyasi reformların getireceği zorlukları meşrulaştıran ve bu yükün […]
Federasyon
Özal’ın, özellikle cumhurbaşkanlığı döneminde, Kürt sorununun çözümü bağlamında tartıştığı ve büyük bir tabu olarak görülen bir kavramdır. Türkiye’nin üniter yapısını sorgulayan bu tartışmayı gündeme getirmesi, onun “Tabu Kırıcı Realizm” yaklaşımının en cüretkâr örneklerinden biridir. Bu kavramı telaffuz etmesi bile, soruna o güne kadar düşünülmemiş çözüm yollarının aranabileceğinin bir işaretiydi ve devletin kırmızı çizgilerine meydan okuyordu.
Feminizm fevkalade bir şeydir
Gazeteci Duygu Asena’nın feminizmle ilgili bir sorusuna verdiği kaçamak ve ironik yanıttır: “Bunun icabı vardır veya yoktur bu ayrı bir mesele… İcabı varsa feminizm fevkalade bir şeydir“. Bu cevap, Demirel’in tam olarak anlamadığı veya muhafazakâr tabanını rahatsız edebilecek bir konuda net bir pozisyon almaktan kaçınma stratejisini gösterir. “İcabı varsa” koşulunu ekleyerek, konuyu kendi bağlamından koparıp […]