Erbakan’ın başbakanlığı döneminde (1997) Türkiye’nin öncülüğünde Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan’ın katılımıyla kurulan ekonomik işbirliği örgütüdür. Erbakan için D-8, sadece bir ekonomik birlik değil, “zulüm dünyası yerine yeni bir adil dünya düzeni kurulması” yolunda atılmış somut bir adım ve bu “yeni saadet dünyasının çekirdeği“dir. Bayrağındaki altı yıldız, örgütün temel ilkelerini simgeler: “Savaş […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Daniskası olmak
Bir konuda en ileri düzeyde, en yetkin veya en aşırı noktada olmayı ifade eden bir deyimdir. Erdoğan bu ifadeyi, genellikle siyasi rakiplerinin veya muhaliflerinin kendisini eleştirdiği bir konuda, aslında o konunun “en önde gideninin,” “en âlâsının” kendisi olduğunu iddia etmek için kullanır. Örneğin, çevrecilik eleştirilerine karşı “çevreciliğin daniskasını biz yaptık” gibi bir kullanım, eleştiriyi boşa […]
Darbe
Yılmaz’ın, özellikle 28 Şubat sürecinde, sivil siyasete yönelik en büyük tehdit olarak tanımladığı kavramdır. Söyleminde “darbe” ihtimalini yüksek sesle dile getirmekten çekinmemiş, hatta “Darbe olacak mı diye tartışmak bile… ayıptır” diyerek bu tartışmanın kendisinin bile demokrasiye zarar verdiğini vurgulamıştır. Ancak aynı zamanda, “Gelin darbe olmasın, rejim tehlikeye uğramasın diye işbirliği yapalım” gibi çağrılarıyla, darbe tehdidini […]
Dava
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in siyasi mücadelesini tanımlamak için kullanılan kutsal ve aşkın bir kavramdır. “Dava“, basit bir siyasi program veya parti hedefi değil, nesiller boyu sürecek olan Türk-İslam ülküsünü gerçekleştirme misyonudur. Bu kavram, siyaseti dünyevi bir faaliyet olmaktan çıkarıp, onu uğruna fedakârlık yapılan, şehitler verilen manevi bir yolculuğa dönüştürür. “Davamız tarla davası değil, millet davasıydı, Türklük davasıydı, […]
Dava
AK Parti’nin siyasi mücadelesini, sıradan bir parti rekabetinin ötesinde, ahlaki, tarihi ve manevi hedefleri olan kutsal bir misyon olarak tanımlayan anahtar bir kavramdır. “Dava,” bir medeniyet projesini, “büyük ve güçlü Türkiye” idealini, “mazluma umut olma ve zulme son verme” misyonunu içerir. Bu kavram, siyaseti kişisel çıkarların ve günlük politikaların üzerinde, uğruna fedakarlık yapılması gereken uzun […]
Davam
Erbakan’ın Milli Görüş hareketini ve siyasi mücadelesini tanımlamak için kullandığı, aynı zamanda temel görüşlerini anlattığı kitabının da adıdır. “Dava” kelimesi, siyasi bir programdan daha fazlasını; uğruna ömür adanan, ilahi bir kaynağı olan, ahlaki bir amacı bulunan ve nesiller boyu sürecek kutsal bir mücadeleyi ifade eder. Bu dava, “Hak nizamı hâkim kılmak” ve “tüm insanlığın saadeti” […]
Defterini Dürmek
Genellikle “Beşli Çete” ve diğer yasa dışı yapılar için kullanılan, “hesabını görmek, faaliyetlerine son vermek, etkisiz hale getirmek” anlamına gelen bir deyimdir. Bu ifade, yasal ve idari yollarla kararlı bir mücadele verileceğini, bu yapıların kurduğu düzene son verileceğini sert ve net bir dille ifade eder. Halk dilinde yaygın olan bu deyimin kullanımı, mesajın daha geniş […]
Değerler Sistemi
Avrupa Birliği’nin temelini oluşturan Kopenhag Kriterleri’ni ve demokratik ilkeleri tanımlamak için kullandığı bir ifadedir. Bu terimle Yılmaz, AB’ye üyeliğin sadece ekonomik çıkarlara dayalı bir ortaklık olmadığını, aynı zamanda demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerleri paylaşan bir “değerler manzumesine” dahil olmak anlamına geldiğini vurgular. Retorik olarak bu ifade, AB standartlarını Türkiye’ye dayatılan yabancı koşullar […]
DEM’lenmek
Bahçeli’nin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve diğer muhalefet partilerinin, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile olan siyasi ilişkilerini ve işbirliklerini tanımlamak için kullandığı, kendisinin türettiği pejoratif bir fiildir. “DEM’lenmek“, bu partilerin DEM Parti’nin siyasi çizgisine geldiğini, onun etkisi altına girdiğini ve “terörle arasına mesafe koyamadığını” ima eder. Bu ifade, rakip siyasi bloğu, “bölücülük” […]
Demir Perde
Ecevit’in özellikle siyasi kariyerinin ilk dönemlerinde ve gazetecilik yıllarında Sovyetler Birliği ve komünist bloğu tanımlamak için kullandığı, Soğuk Savaş dönemine ait bir metafordur. Bu ifadeyi kullanması, onun anti-komünist duruşunu ve Batı ittifakına olan bağlılığını net bir şekilde ortaya koyar. Ecevit, “emperyalist Sovyet militarizmi” olarak tanımladığı bu bloğun, demokrasi ve özgürlükleri yok eden totaliter bir yapı […]