Arşivler: Sözlük Terimleri

Demirel’in Dönüşü Ütopya

Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Süleyman Demirel’in siyasete dönme ihtimali üzerine sorulan bir soruya verdiği yanıttır. “Siyasette sular geriye akmaz” diyerek bu ihtimali reddetmesi, siyasi akıl hocası ve selefi olan Demirel ile arasına net bir mesafe koyma ve DYP’nin tek liderinin kendisi olduğunu teyit etme çabasıdır. Bu ifade, siyasi bir öngörüden çok, parti içindeki liderlik mücadelesinde […]

Demiryolları Moskof işidir

Özal’ın, karayolu taşımacılığını ve otomotiv endüstrisini önceliklendiren kalkınma modelini savunurken, demiryolu yatırımlarını komünist/Sovyet tipi bir devletçi planlama anlayışıyla özdeşleştirerek itibarsızlaştırmak için kullandığı iddia edilen bir ifadedir. Bu söz, onun pragmatik ve piyasa odaklı yaklaşımını, devletçi modellere karşıtlığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

Demokrasi

Yılmaz’ın siyasi söyleminin temel kavramlarından biridir. Demokrasiyi, “alaturkası alafrangası olmayan“, evrensel bir ilke olarak tanımlar ve “siviller için ayrı, askerler için ayrı” olamayacağını vurgular. Bu ifadeler, onun sivil siyasetin üstünlüğüne olan inancını ve askeri vesayete karşı duruşunu gösterir. Ancak aynı zamanda, Türkiye’de demokrasinin “temiz bir yol olmadığını”, “biraz mayınlı bir yol” olduğunu kabul ederek, ideal […]

Demokrasi

Bayar’ın siyasi lügatinin, özellikle 1946 sonrası döneminin en merkezi kavramıdır. Ancak bu kavramı, liberal demokrasilerdeki gibi denge-denetleme mekanizmalarını içeren çoğulcu bir yapıdan ziyade, halkın iradesinin sandık yoluyla doğrudan iktidara yansıdığı çoğunlukçu bir sistem olarak tanımlar. DP’nin kuruluş amacı “memlekette demokrasinin tam manasıyla tahakkuk etmesi” olarak açıklanmıştır. Muhalefetteyken CHP’ye karşı bir özgürlük ve meşruiyet talebi olan […]

Demokrasilerde çareler tükenmez

Demirel’in en bilinen ve en sık tekrarladığı aforizmalarından biridir. Bu söz, en umutsuz siyasi krizlerde, hükümet bunalımlarında veya askeri müdahale söylentileri karşısında bile sistemin kendi içinde bir çözüm üreteceğine olan inancı ifade eder. Siyasi işlevi, anti-demokratik müdahalelere karşı demokratik sürecin direncini ve esnekliğini vurgulamaktır. Aynı zamanda, siyasi aktörleri uzlaşmaya ve yeni formüller aramaya teşvik eden […]

Demokrasinin alaturkası alafrangası olmaz

Yılmaz’ın demokrasi anlayışının evrenselliğini vurgulamak için kullandığı özdeyiş niteliğinde bir cümledir. Bu ifade, demokrasiyi kültürel farklılıklara veya ülkeye özgü koşullara göre eğip büken, “bize özgü demokrasi” gibi yaklaşımları reddeder. Retorik olarak, Türkiye’de uygulanması gereken demokratik standartların, Batı’daki standartlarla aynı olması gerektiğini savunur. Bu, özellikle AB üyelik süreci ve Kopenhag Kriterleri bağlamında, Türkiye’nin evrensel demokratik normlara […]

Demokratik Sol

Ecevit’in siyasi felsefesinin ve kurduğu partinin (DSP) adıdır. Bu kavram, “Ortanın Solu” hareketinin bir sonraki ve daha netleşmiş aşamasını temsil eder. Ecevit, bu terimi bilinçli olarak seçerek kendi siyasi hareketini birkaç temel akımdan ayrıştırmayı hedeflemiştir. Birincisi, “demokratik” vurgusuyla, hareketini Marksist-Leninist geleneğin devrimci ve otoriter sol anlayışlarından kesin olarak ayırır; parlamenter demokrasiye, çoğulculuğa ve özgürlüklere olan […]

Derin devlet

Bir gazetecinin sorusu üzerine yaptığı “Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir” tanımıyla Türk siyasi literatürüne geçen bir kavramdır. Bu tanım, “derin devlet” olgusunu meşrulaştırmaz, aksine onu bir anomali, hukukun ve meşru düzenin (“normal devlet“) dışına çıkmış bir sapma olarak tanımlar. Retorik işlevi, devlet içinde varlığı iddia edilen yasa dışı yapılanmaları kabul ederken, bunları devletin […]

Dertli olmak

Siyaset yapmanın ve ülkeye hizmet etmenin ön koşulu olarak sunulan, ülkenin ve milletin sorunlarıyla hemhal olma, bu sorunları kişisel bir mesele olarak görme durumu. Erdoğan, kendisinin ve ekibinin “dertli” olduğunu vurgulayarak, rakiplerini ülkenin sorunlarına karşı kayıtsız, umursamaz ve yüzeysel olmakla itham eder. Bu ifade, “gönül adamı” olmanın temel şartı olarak sunulur ve siyasetçide aranan en […]

Devlet

Ecevit’in söyleminde zaman içinde anlamı ve vurgusu değişen, çift karakterli bir kavramdır. 1970’lerdeki “halkçı” Ecevit için “devlet,” halkın yararına yeniden düzenlenmesi, sosyal adaleti sağlamak için ekonomiye müdahale etmesi gereken bir araçtır (“sosyal devlet“). Ancak aynı zamanda, içindeki “kontrgerilla” gibi illegal yapılarla, halktan kopuk ve baskıcı olabilen bir aygıttır. Bu dönemde vurgu, devleti halka hizmet ettirmek […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×