Demirel’e özellikle kırsal kesimdeki ve muhafazakar tabanındaki seçmenleri tarafından verilen bir lakaptır. Bu lakap, onun siyasi kimliğini ataerkil, koruyucu, bilge ve güvenilir bir aile reisi figürüyle özdeşleştirir. “Baba“, seçmenle arasında hiyerarşik ama aynı zamanda samimi ve şefkatli bir bağ kurar. Devletin soyut ve uzak yapısını, seçmenin sığınabileceği somut ve ulaşılabilir bir “devlet baba” figürüne dönüştürür. […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Bana ‘sağcılar adam öldürüyor’ dedirtemezsiniz
1970’lerdeki sağ-sol çatışmasının en yoğun olduğu dönemde, Milliyetçi Cephe hükümetlerinin başbakanı iken kullandığı, siyasi kariyerinin en çok tartışılan sözlerinden biridir. Bu ifade, kendi siyasi tabanını ve müttefiklerini toplu olarak “katil” olarak damgalamayı reddetme amacı taşır. Retorik olarak, kendisine yöneltilen suçlamanın dilini ve çerçevesini kabul etmeyerek, tartışmayı kendi istediği bir zemine çekme girişimidir. Bu söz, siyasi […]
Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın…
Demirel’in hazırcevaplılığını ve durumları kendi istediği gibi çerçeveleme yeteneğini gösteren tipik bir anekdottur. Bir gazetecinin “Türkiye’nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz?” sorusuna önce “iyidir“, ardından “iki kelimeyle anlatın” denince “iyi değildir” yanıtını vermiştir. Bu cevabın retorik işlevi, basit ve kesin cevaplar talep edenleri boşa çıkarmak ve ülkenin durumunun tek bir bakış açısıyla anlaşılamayacak kadar karmaşık […]
Barajlar Kralı
Demirel’in, özellikle ilk başbakanlık dönemlerinde Türkiye’nin dört bir yanına inşa ettirdiği barajlar ve hidroelektrik santralleri nedeniyle aldığı bir lakaptır. Bu lakap, onun “icraat” ve kalkınma odaklı siyaset anlayışının en somut sembolüdür. “Barajlar Kralı“, onu ülkeyi modernleştiren, elektrifikasyonu ve sulamayı yaygınlaştıran, bozkırı yeşerten bir lider olarak konumlandırır. Bu, soyut ideolojik tartışmalar yerine, halkın hayatına doğrudan dokunan […]
Barajlar Kralı
Menderes döneminde başlatılan büyük ölçekli baraj ve hidroelektrik santral projeleri nedeniyle, dönemin Başbakanı’na ve daha sonra halefi olan Süleyman Demirel’e atfedilen popüler bir unvandır. Bu ifade, DP’nin kalkınma ve imar odaklı siyasetinin bir sembolüdür. Barajlar; elektrifikasyon, sulama ve sanayileşme gibi modernleşme hedeflerinin en somut göstergeleri olarak sunulmuştur. “Kral” ifadesi, Menderes’in bu alandaki liderliğini ve icraatlarının […]
Barış Harekâtı
Ecevit’in, Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a gerçekleştirdiği askeri müdahaleyi tanımlamak için kullandığı ve siyasi literatüre yerleştirdiği ifadedir. Uluslararası alanda “işgal” veya “müdahale” olarak adlandırılan bu eylemin “Barış Harekâtı” olarak isimlendirilmesi, bilinçli bir retorik tercihtir. Bu isimlendirme, operasyonun amacının toprak kazanmak veya savaş çıkarmak olmadığını, aksine adadaki Türk toplumuna yönelik soykırım girişimlerini durdurmak, anayasal düzeni yeniden […]
Baronlar
Genellikle “uyuşturucu baronları” şeklinde kullanılan bu ifade, Türkiye’de faaliyet gösteren büyük ölçekli organize suç örgütlerinin liderlerini tanımlar. Kılıçdaroğlu, bu ifadeyi kullanarak mevcut hükümetin ülkeyi “gri listeye” soktuğunu, kara para aklamaya ve uyuşturucu ticaretine göz yumduğunu iddia eder. “Yargıdaki çeteler” söylemiyle birleştiğinde, devletin bazı unsurlarıyla organize suç arasında bir ilişki olduğu imasını güçlendirir. Bu terim, ülkedeki […]
Başım Dik, Dimdik Ayaktayım
Medya ve siyasi rakiplerinden gelen yoğun eleştiri ve suçlamalar karşısında sergilediği dirençli ve meydan okuyan duruşu özetleyen bir ifadedir. “Başım göğe değecek kadar dik” gibi varyasyonlarla da kullanılmıştır. Bu söylem, Çiller’in kendisini haksız saldırılara uğrayan ancak ahlaki olarak temiz ve güçlü kalan bir lider olarak konumlandırma stratejisinin bir parçasıdır. Dinleyici üzerinde, ne kadar saldırıya uğrarsa […]
Basın Hürriyeti
Menderes’in muhalefet yıllarında ve iktidarının ilk dönemlerinde sıkça savunduğu bir ilkedir. DP’nin kuruluşuna yol açan “Dörtlü Takrir“de de basın özgürlüğünü kısıtlayan kanunların değiştirilmesi talebi yer alıyordu. Menderes, hükümet programında matbuat hürriyetinin demokratik bir rejimin temeli olduğunu vurgulamıştır. Ancak zamanla, özellikle basından gelen eleştiriler sertleştikçe, DP hükümeti basın üzerindeki kontrolü artıran yasalar çıkarmış, gazeteleri kapatmış ve […]
Baskı
DP’nin muhalefet döneminde (1946-1950), CHP hükümetinin ve idari aygıtının partileri üzerinde uyguladığını iddia ettiği siyasi, hukuki ve idari engellemeleri tanımlamak için kullanılan anahtar kelimedir. Parti binalarına yapılan saldırılar, üyelerin takibata uğraması, basına yönelik sansür gibi olaylar “baskı” rejimi olarak adlandırılmıştır. Bu terim, DP’yi bir “mağdur” olarak konumlandırırken, CHP’yi de otoriter ve anti-demokratik bir güç olarak […]