Sırasıyla “Üzülme” ve “Allah’tan başka galip yoktur” anlamına gelen iki Arapça ifadedir. Bu ifadeler, özellikle zorlu siyasi süreçlerde veya karşılaşılan engeller karşısında hem kendi tabanına hem de kendisine moral ve manevi güç vermek amacıyla kullanılır. “La tahzen,” Hz. Muhammed’in hicret sırasında sığındıkları mağarada endişelenen yol arkadaşı Hz. Ebu Bekir’e söylediği “Üzülme, Allah bizimledir” (Tevbe Suresi, […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Laçka
Yılmaz’ın 1999 Depremi sonrası yaptığı konuşmada Türkiye’deki imar sisteminin durumunu tanımlamak için kullandığı, son derece güçlü ve argo bir sıfattır. “İmar düzenimiz laçkadır” ifadesi, sistemin sadece “yetersiz” veya “sorunlu” olmadığını, aynı zamanda gevşek, ciddiyetsiz, denetimsiz ve tamamen kontrolden çıkmış olduğunu vurgular. Bu kelimenin seçimi, bürokratik dilin soğukluğundan sıyrılarak, halkın hissettiği öfkeyi ve bıkkınlığı yansıtan, doğrudan […]
Laiklik
Ecevit’in siyasi düşüncesinde merkezi ve zamanla vurgusu değişen bir ilkedir. Kariyerinin başından sonuna kadar laikliğin tavizsiz bir savunucusu olmuştur. Ancak onun laiklik anlayışı iki farklı dönemde incelenebilir. 1970’lerde, özellikle muhafazakâr kitlelere ulaşma çabasıyla “inançlara saygılı laiklik” formülünü geliştirmiştir. Bu, laikliğin din karşıtlığı olmadığını, aksine tüm inançların güvencesi olduğunu vurgulayan daha liberal ve kapsayıcı bir yorumdur. […]
Laiklik
Menderes’in, CHP’den farklı bir şekilde yorumladığını iddia ettiği anayasal ilkedir. Menderes, CHP’nin laiklik anlayışını dini baskı altına alan, vicdan hürriyetini kısıtlayan “katı” ve “yanlış” bir yorum olarak eleştirmiştir. Kendi laiklik anlayışını ise “hakiki laiklik” olarak tanımlamış ve bunun, devletin din işlerine karışmaması kadar, vatandaşların din ve vicdan özgürlüğünü de güvence altına alması gerektiğini savunmuştur. Bu […]
Lale Devri
Osmanlı tarihinde zevk, sefa ve lüks tüketimle anılan, ancak halkın genelinin sıkıntı içinde olduğu bir döneme yapılan tarihi bir göndermedir. Kılıçdaroğlu bu ifadeyi, iktidar elitlerinin ve yandaşlarının halkın gerçeklerinden kopuk bir şekilde refah içinde yaşadığı, ancak “sokaktaki vatandaşın dert küpü” olduğu mevcut durumu eleştirmek için kullanır. Bu benzetme, iktidarın yarattığı ekonomik ve sosyal adaletsizliği, tarihi […]
LGBT’ci
Siyasi rakipleri, özellikle muhalefet partilerini, LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) haklarını savunmaları üzerinden olumsuz bir şekilde etiketlemek ve kriminalize etmek için kullanılan pejoratif bir ifadedir. Bu kullanım, muhalefet partilerini “milletin kutsal aile yapısına” karşı, dış kaynaklı ve ahlak dışı bir gündemin taşıyıcısı olarak çerçeveler. “AK Parti’ye LGBT sızabilir mi?” gibi retorik sorularla, kendi partisini ve […]
Liberal Muhafazakârlık
Özal’ın ve ANAP’ın siyasi ideolojisini tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Ekonomide liberalizmi (serbest piyasa, özelleştirme, dışa açılma) ve sosyal hayatta muhafazakârlığı (aile, din, gelenekler) birleştiren bir sentezi ifade eder. Bu sentez, hem Batı ile entegrasyonu savunan modernleşmeci kesimlere hem de geleneksel değerlere bağlı muhafazakâr kitlelere aynı anda hitap etmeyi amaçlamıştır.
Liberalizm
Mesut Yılmaz’ın siyasi kimliğinin temelini oluşturan ideolojidir. Söyleminde liberalizm, hem ekonomik (özelleştirme, serbest piyasa) hem de siyasi (demokrasi, insan hakları, AB üyeliği) boyutlarıyla yer alır. Turgut Özal’ın mirasını devralmakla birlikte, ANAP’a daha belirgin bir liberal kimlik kazandırmayı hedeflemiştir. Ancak onun liberalizmi, Türkiye’nin 1990’lardaki kaotik ve vesayetçi yapısı içinde “kısıtlanmış” bir liberalizmdir. İdeallerini savunurken, “devletin rutin […]
Lider Ülke Türkiye
Erbakan’ın “Yeniden Büyük Türkiye” vizyonunun bir parçası olarak, Türkiye’nin uluslararası sistemdeki hedefini tanımlayan bir ifadedir. Bu vizyona göre Türkiye, sadece kendi kendine yeten ve kalkınmış bir ülke olmakla kalmayacak, aynı zamanda İslam dünyasına ve tüm ezilen milletlere öncülük eden bir “lider ülke” konumuna yükselecektir. Bu liderlik, D-8’in kurulması ve “İslam Birliği“nin tesis edilmesi gibi projelerle […]
Liyakat
Kılıçdaroğlu’nun söyleminin temel taşlarından biridir. Devlet yönetiminde ve kamudaki görevlendirmelerde partizanlık, akrabalık veya sadakat yerine, işin ehli olmanın, bilgi, birikim ve yeteneğin esas alınması gerektiğini savunan ilkedir. Ona göre, devletteki çürümenin ve adaletsizliğin temel nedeni liyakat sisteminin çökmesidir. “Devlet; liyakatle, bilgiyle, birikimle, adaletle yönetilir” sözü, onun yönetim felsefesinin özetidir. Liyakati, adaletin bir ön koşulu olarak […]