Erdoğan’ın İstanbul’da doğup büyüdüğü semt olan Kasımpaşa’ya referansla, onun siyasi kimliğinin ve karakterinin bir parçasını tanımlayan bir sıfattır. Bu kimlik, “halkın içinden gelme,” sözünü sakınmayan, cesur, gerektiğinde kavgadan çekinmeyen ve “delikanlı” tavrıyla haksızlığa karşı çıkan bir lider imajını içerir. “Kasımpaşalılık,” Erdoğan’ın eğitimli, bürokratik ve “elitist” olarak kodlanan siyasi rakiplerinden ayrışmasını sağlar. “Ananı da al git” veya “One Minute” gibi çıkışlar, bu kimliğin en bilinen yansımalarıdır. Bu ethos, seçmenin bir kısmıyla otantik ve samimi bir bağ kurmasını sağlarken, diğer bir kesim tarafından ise kaba ve kutuplaştırıcı olarak görülür.
Toplumun genel görüş ve davranış kalıplarının dışında kalan, aşırı ve aykırı olarak görülen grupları veya fikirleri tanımlamak için kullanılan bir sıfattır. Özellikle Gezi Parkı protestoları sırasında, eylemcileri “halkın genelini temsil etmeyen üç-beş marjinal grup” olarak nitelemek için kullanılmıştır. Bu, toplumsal muhalefeti, meşru bir tepki olmaktan çıkarıp, toplumun değerlerine yabancı, küçük ve önemsiz bir azınlığın işi […]
“Milli” kelimesiyle birlikte bir ikili oluşturan ve bir ürünün, bir düşüncenin veya bir politikanın bu topraklara ait, bu milletin kendi imkan ve kabiliyetleriyle üretilmiş olduğunu vurgulayan bir sıfattır. “Yerli ve milli otomobil,” “yerli ve milli savunma sanayii” gibi kullanımlar, dışa bağımlılıktan kurtulma ve kendi kendine yetebilme idealini yansıtır. “Yerli” olan, otantik, güvenilir ve desteklenmesi gereken […]
Fransızca “mon cher” (azizim, dostum) ifadesinden gelen ve Türk siyasi dilinde, özellikle Dışişleri Bakanlığı’ndaki eski tip, Batılılaşmış, elitist ve halkın değerlerinden kopuk diplomatları ve bürokratları aşağılamak için kullanılan bir terimdir. Erdoğan bu ifadeyi, kendi “yerli ve milli” dış politika anlayışını, eski Türkiye’nin “vesayetçi” ve “halktan kopuk” elitlerinin anlayışından ayırmak için kullanır. “Monşer” olarak etiketlenen figürler, […]