“Anlamlı,” “düşündürücü” anlamına gelen bu sıfat, Erdoğan’ın söyleminde, siyasi bir olayın, bir açıklamanın veya bir zamanlamanın tesadüfi olmadığını, arkasında gizli bir niyet, bir mesaj veya bir komplo barındırdığını ima etmek için kullanılır. Bir gelişmeyi “manidar” olarak nitelemek, dinleyiciyi yüzeydeki anlamın ötesine bakmaya ve olayı daha büyük bir “komplo anlatısı” (“Büyük Oyun,” “Üst Akıl“) içinde okumaya davet eder. Bu, şüphe uyandıran ve siyasi rakiplerin eylemlerini her zaman kötü niyetli bir planın parçası olarak gösteren bir çerçeveleme tekniğidir.
17-25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmaları sonrasında AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki ittifakın bozulmasının ardından, Fethullah Gülen ve cemaat mensuplarını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Bu terim, “Paralel Devlet Yapılanması” ve “FETÖ” gibi daha sonraki isimlendirmelerin öncülüdür. “İhanet şebekesi” kullanımı, cemaatin eylemlerini siyasi bir rekabet veya anlaşmazlık olarak değil, devlete ve millete yönelik bir ihanet […]
Fikirleri ve söylemleriyle terör örgütlerine destek verdiği iddia edilen ancak fiili olarak şiddet eylemlerine katılmayan aydınları, akademisyenleri veya siyasetçileri tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Bu terim, “terör” kavramının alanını genişleterek, sadece silahlı eylemleri değil, aynı zamanda hükümetin terörle mücadelesini eleştiren veya farklı bir bakış açısı sunan düşünsel faaliyetleri de “terörizm” olarak kodlar. Bu, muhalif aydınları […]
Türkiye’nin çıkarlarına düşman olan “dış güçlerin” veya “üst aklın” hedeflerine ulaşmak için kullandığı yerli kişi, kurum veya örgütleri tanımlamak için kullanılan bir metafordur. Bu terim, hedef alınan grubun (örneğin bir terör örgütü, bir siyasi parti veya bir sivil toplum kuruluşu) kendi iradesiyle hareket etmediğini, sadece arkasındaki asıl gücün bir aracı, bir piyonu olduğunu ima eder. […]