Siyasi rakiplere, muhaliflere veya eleştiri yönelten kişilere karşı kullanılan, onların statüsünü, yetkisini ve kendisini eleştirme hakkını sorgulayan, küçümseyici ve azarlayıcı bir retorik sorudur. Bu ifade, muhatabı siyasi bir aktör olarak ciddiye almadığını, onu denk bir rakip olarak görmediğini ve yönelttiği eleştirinin değersiz olduğunu ima eder. Bu, liderin otoritesini ve hiyerarşik üstünlüğünü pekiştiren, cepheleşmeci ve kişisel bir saldırı biçimidir.
Özellikle 2019 yerel seçimleri ve 2023 genel seçimleri sürecinde, CHP ve İYİ Parti öncülüğünde kurulan “Millet İttifakı“nı tanımlamak için kullanılan aşağılayıcı ve olumsuzlayıcı ifadelerdir. “Millet” kelimesinin zıt anlamlısı olarak seçilen “illet” (hastalık, bela) ve “zillet” (alçaklık, aşağılanma), karşı ittifakı ülkenin hayrına olmayan, hastalıklı ve onursuz bir yapı olarak kodlar. Bu, siyasi rekabeti ahlaki bir zemine […]
“Sürtük” ifadesiyle birlikte, özellikle 2013 Gezi Parkı protestolarına katılanları ahlaki olarak değersizleştirmek ve toplumun sağlıklı bünyesinden atılması gereken “bozuk” unsurlar olarak tanımlamak için kullanılan bir sıfattır. Bu terim, “çapulcu” gibi siyasi bir aşağılamanın ötesine geçerek, muhatapları biyolojik bir metafor üzerinden (çürük meyve gibi) gayriinsani bir kategoriye sokar. Bu dil, hedef alınan gruplara yönelik her türlü […]
Cumhuriyetin ilk yıllarını, özellikle İsmet İnönü dönemindeki tek partili CHP yönetimini, baskıcı, anti-demokratik ve halkın değerlerine yabancı bir “faşizm” dönemi olarak nitelemek için kullanılan bir ifadedir. Bu söylem, AK Parti’nin kendi iktidarını, o “karanlık” dönemin bir reddi ve gerçek demokrasinin başlangıcı olarak konumlandırmasını sağlar. Tarihi, “milletin değerlerini temsil edenler” ile “halka tepeden bakan, milleti istismar […]