“Büyük Oyun” ile ilişkili olarak, tekil olayların (bir protesto, bir ekonomik dalgalanma, bir terör saldırısı) aslında Türkiye’ye karşı daha geniş, organize ve kötü niyetli bir komplonun parçası olduğunu iddia eden bir çerçevedir. Bu retorikte lider, sıradan vatandaşların ve muhalefetin göremediği gizli bağlantıları ve derin planları anlama yetisine sahip, “büyük resmi” görebilen tek kişi olarak konumlanır. Bu, liderin karizmatik otoritesini pekiştirirken, hükümete yönelik eleştiriler “büyük resmi görememekle” veya bu resmin bir parçası olmakla itham edilerek geçersiz kılınır.
Türkiye’nin milli çıkarlarına, bekasına ve hükümetin istikrarına yönelik olduğu varsayılan, genellikle “dış güçler” tarafından kurgulanan kapsamlı ve uzun vadeli komploları ifade eden bir terimdir. Bu ifade, “Üst Akıl” ve “Şer Odakları” gibi diğer komplo anlatılarıyla yakından ilişkilidir. “Büyük oyun” çerçevesi, Gezi Parkı protestolarından ekonomik dalgalanmalara, terör saldırılarından dış politikadaki gerilimlere kadar pek çok farklı olayı, […]
Türkiye’nin çıkarlarına düşman olan “dış güçlerin” veya “üst aklın” hedeflerine ulaşmak için kullandığı yerli kişi, kurum veya örgütleri tanımlamak için kullanılan bir metafordur. Bu terim, hedef alınan grubun (örneğin bir terör örgütü, bir siyasi parti veya bir sivil toplum kuruluşu) kendi iradesiyle hareket etmediğini, sadece arkasındaki asıl gücün bir aracı, bir piyonu olduğunu ima eder. […]
17-25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmaları sonrasında AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki ittifakın bozulmasının ardından, Fethullah Gülen ve cemaat mensuplarını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Bu terim, “Paralel Devlet Yapılanması” ve “FETÖ” gibi daha sonraki isimlendirmelerin öncülüdür. “İhanet şebekesi” kullanımı, cemaatin eylemlerini siyasi bir rekabet veya anlaşmazlık olarak değil, devlete ve millete yönelik bir ihanet […]