Ecevit’in demokratik sol ideolojisinin temel taşıdır. Onun için “emek,” sadece bir üretim faktörü değil, toplumun en değerli ve onurlu kesimidir. Siyasi mücadelesinin merkezine, emeğin sömürülmesine karşı çıkmayı ve emekçilerin haklarını (işçiler, köylüler, memurlar) korumayı koymuştur. Çalışma Bakanlığı döneminde grev ve toplu sözleşme yasalarını çıkarması, bu ilkenin somut bir yansımasıdır. “Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen” sloganı, emeğin sermaye karşısında ezilmediği bir toplum idealini ifade eder. Ecevit, Marksist sınıf mücadelesi teorisini benimsemese de, toplumdaki temel çelişkinin emek ve sermaye arasında olduğunu kabul eder ve siyasetinin amacını bu dengeyi emek lehine kurmak olarak tanımlar.