Çiller’in, zabıta tören kıtasını denetlerken onlara “Merhaba asker!” diye selam vermesiyle ortaya çıkan bir gaftır. Bu hata, protokol ve devlet teamülleri konusundaki bilgisizliği veya dikkatsizliği olarak yorumlanmış ve uzun süre alay konusu olmuştur. Bu tür gaflar, bir başbakanın ciddiyeti ve devlet yönetimine hakimiyeti konusunda kamuoyunda olumsuz bir algı yaratma potansiyeli taşır. Siyasi imajının hem halka yakın hem de zaman zaman ciddiyetten uzak olarak algılanan ikili yapısını pekiştirmiştir.
2002 seçimleri öncesi miting meydanlarından AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yaptığı meydan okuma çağrısıdır. “Gücün varsa, bilgin varsa, cesaretin varsa… Çık karşıma bu akşam televizyonlardaaa…” şeklindeki bu hitap, siyasi tartışmayı bir fikir yarışmasından çıkarıp, kişisel bir cesaret testine ve er meydanına davete dönüştürür. Sondaki “televizyonlardaaa” kelimesini uzatarak söylemesi, bu meydan okumaya dramatik ve teatral […]
İki farklı dini bayram olan Kurban Bayramı ile Şeker (Ramazan) Bayramı’nı birleştirerek yaptığı bir kutlama gafıdır. Bu hata, Çiller’in halkın dini ve kültürel değerlerine olan aşinalığı konusunda soru işaretleri yaratmış ve samimiyetinin sorgulanmasına neden olmuştur. Rakipleri tarafından, onun halktan kopuk ve elitist bir figür olduğu yönündeki iddiaları desteklemek için kullanılmıştır.
Bkz. Bazlama-Börek Milliyetçileri. MHP’ye yönelik eleştirilerinde kullandığı bir başka aşağılayıcı ifadedir. “Tatlı su” sıfatı, zorlukla ve gerçek tehlikelerle yüzleşmemiş, sadece rahat ve güvenli ortamlarda var olabilen, sahte ve göstermelik bir milliyetçilik anlayışını ima eder. Bu terimle Çiller, MHP’nin milliyetçiliğini sığ ve konforcu olarak nitelerken, kendi duruşunu zor şartlarda sınanmış, “gerçek” bir vatanseverlik olarak sunar.