Menderes’in, partisinin dine ve dindarlara yönelik yaklaşımını tanımlamak için kullandığı temel kavramdır. Bu ifade, tek parti döneminin katı laikçi uygulamaları sonucu “baskı altına alındığı” iddia edilen dini hayatı özgürleştirme vaadini içerir. Menderes, “irticai tahrike asla müsaade etmemekle beraber din ve vicdan hürriyetlerinin icaplarına riayet edeceğiz” diyerek, laiklik ilkesini reddetmediğini ancak onu daha esnek yorumladığını belirtmiştir. Ezanın Arapça okunması, okullara din derslerinin konulması gibi uygulamalar bu “hürriyet” anlayışının somut sonuçları olarak sunulmuştur. Bu söylem, DP’nin muhafazakâr ve dindar kitlelerle güçlü bir bağ kurmasını sağlamıştır.
Menderes’in, DP iktidarının dine yönelik icraatlarını özetleyen ve muhafazakâr tabana yönelik güçlü bir mesaj içeren popülist bir slogandır. Bu ifade, CHP dönemini dinin “baskı altında” olduğu bir karanlık çağ olarak resmederken, DP’yi dini özgürleştiren bir “kurtarıcı” olarak konumlandırır. Özellikle ezanın Arapçalaştırılması, radyoda Kuran okunması ve din derslerinin yaygınlaştırılması gibi icraatlar bu söylemin kanıtları olarak sunulur. […]
Menderes’in, CHP’den farklı bir şekilde yorumladığını iddia ettiği anayasal ilkedir. Menderes, CHP’nin laiklik anlayışını dini baskı altına alan, vicdan hürriyetini kısıtlayan “katı” ve “yanlış” bir yorum olarak eleştirmiştir. Kendi laiklik anlayışını ise “hakiki laiklik” olarak tanımlamış ve bunun, devletin din işlerine karışmaması kadar, vatandaşların din ve vicdan özgürlüğünü de güvence altına alması gerektiğini savunmuştur. Bu […]
Menderes’in, DP’nin din ve vicdan özgürlüğü alanındaki icraatlarına (özellikle ezanın Arapçalaştırılmasına) karşı çıkan katı laikçi kesimleri, özellikle CHP’li aydın ve bürokratları aşağılamak için kullandığı bir ifadedir. “İnkılap softalarının yaygaralarına ehemmiyet vermeyerek ezanı Arapçalaştırdık” sözü, bu kullanımın en net örneğidir. “Softa” kelimesi, normalde bağnaz ve yobaz dindarlar için kullanılırken, Menderes bu kelimeyi tersine çevirerek, laikliği bir […]