Yılmaz’ın, özellikle AB üyelik süreci gibi büyük ulusal hedeflere ulaşmak için toplumun tüm kesimlerine yaptığı bir çağrıdır. “Genişleme sürecinin başarısı için, herkesin belirli bir fedakârlıkta bulunması… gerekir” ifadesi, bu zorlu sürecin ancak toplumsal bir uzlaşı ve ortak bir çaba ile aşılabileceğini vurgular. Retorik olarak “fedakarlık“, ekonomik veya siyasi reformların getireceği zorlukları meşrulaştıran ve bu yükün adil bir şekilde paylaşılması gerektiği mesajını veren bir işlev görür. Bu, liderin zor kararlar alırken halktan anlayış ve destek talep etme yöntemidir.
Yılmaz’ın en ikonik ve vizyoner ifadelerinden biridir. 1999’da kullandığı bu slogan, Türkiye’nin AB üyelik sürecini, ülkenin en çetrefilli iç sorunu olan Kürt meselesinin demokratik çözümüne ve insan hakları standartlarının yükseltilmesine doğrudan bağlamıştır. Bu, AB hedefinin sadece bir dış politika meselesi olmadığını, aynı zamanda köklü bir iç demokratikleşme projesi olduğunu ilan eden radikal bir adımdı. Söylem, […]
Avrupa Birliği’nin temelini oluşturan Kopenhag Kriterleri’ni ve demokratik ilkeleri tanımlamak için kullandığı bir ifadedir. Bu terimle Yılmaz, AB’ye üyeliğin sadece ekonomik çıkarlara dayalı bir ortaklık olmadığını, aynı zamanda demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerleri paylaşan bir “değerler manzumesine” dahil olmak anlamına geldiğini vurgular. Retorik olarak bu ifade, AB standartlarını Türkiye’ye dayatılan yabancı koşullar […]
Yılmaz’ın siyasi lügatinin merkezinde yer alan, en tutarlı ve en ısrarlı şekilde savunduğu projedir. Onun söyleminde AB, sadece bir ekonomik pazar veya siyasi birlik değil, aynı zamanda Türkiye’nin ulaşması gereken bir “medeniyet projesi“, bir “değerler sistemi” ve “21. yüzyılın en büyük projesidir”. AB üyeliğini, Türkiye’nin demokratik standartlarını yükseltmek, insan haklarını güvence altına almak ve ekonomik […]