Bayar’ın Cumhuriyet’in ilk yıllarında üstlendiği ve teknokrat kimliğinin temelini oluşturan “Ekonomi Bakanı” unvanıdır. Bu görevdeki performansı, özellikle İş Bankası’nın kurulması ve sanayi planlarının uygulanması, ona “ülkenin ekonomisini inşa eden adam” imajını kazandırmıştır. Bayar, siyasi kariyeri boyunca bu unvanı, kendisinin sadece bir politikacı değil, aynı zamanda ekonomiden anlayan, rasyonel ve yapıcı bir devlet adamı olduğunu vurgulamak için bir referans olarak kullanmıştır.
“Dengeli bütçe” anlamına gelen bu terim, Bayar’ın iktisatçı kimliğinin bir yansımasıdır. Devletin harcamalarının gelirlerini aşmaması, israftan kaçınılması ve mali disiplinin sağlanması gerektiğini ifade eder. DP’nin muhalefet döneminde, CHP hükümetlerinin bütçelerini “müsrif” ve “dengesiz” olarak eleştirmek için kullanılmıştır. İktisadi rasyonalite ve mali sorumluluk vurgusu taşır
“Özel teşebbüs” veya “özel girişim” anlamına gelen bu ifade, DP’nin ve Bayar’ın 1946 sonrası ekonomi politikasının temel direğidir. CHP’nin “devletçilik” anlayışına karşı, ekonomik kalkınmanın motorunun devlet değil, bireyler ve özel şirketler olması gerektiği fikrini savunur. DP programları, “hususi teşebbüsün” önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasını, vergi yükünün azaltılmasını ve yerli-yabancı sermayenin teşvik edilmesini vaat etmiştir. Bu terim, […]
Sadece bir finans kurumu değil, Bayar’ın lügatinde “milli iktisat” idealinin ve “hususi teşebbüs” ruhunun somutlaşmış bir sembolüdür. Atatürk’ün talimatıyla 1924’te kurulmasında ve ilk genel müdürü olarak geliştirilmesinde oynadığı kilit rol , Bayar’ın kurucu ve iktisatçı kimliğinin en önemli kanıtıdır. DP döneminde İş Bankası, devletçi ekonomiye karşı özel sektör dinamizminin başarılı bir örneği olarak sunulmuştur.