Devletin ve bireylerin eylemlerinin kanunlarla sınırlı olduğu ve herkesin kanun önünde eşit olduğu ilkesidir. Bayar, bu ilkeyi hem muhalefetteyken CHP iktidarının keyfi uygulamalarını eleştirmek için, hem de iktidardayken muhalefetin “kanun dışı” olarak nitelediği eylemlerine karşı devletin otoritesini savunmak için kullanmıştır. “Kanunun durduğu yerde evvelâ sokağın sonra da dağ başlarının, şekavetin hâkimiyeti başlar” sözü, bu konudaki net tavrını ortaya koyar.
Devletin varlığının ve bütünlüğünün korunmasının her türlü siyasi mülahazanın üzerinde olduğu fikrini ifade eden bir kavramdır. Bayar bu terimi, özellikle dış tehditler veya iç karışıklıklar karşısında milli birliği ve devletin otoritesini vurgulamak için kullanmıştır. Bu, onun İttihat ve Terakki geleneğinden gelen devlet merkezli siyaset anlayışının bir yansımasıdır.
Kanunların ve devlet otoritesinin caydırıcı gücünü ifade eden güçlü bir metafordur. Özellikle seçim güvenliği veya kamu düzeniyle ilgili konularda, kanunsuzluğa yeltenenlerin mutlaka cezalandırılacağını vurgulamak için kullanılmıştır. Örneğin, “vatandaşın oy atma salahiyetini ihlale cüret edecekler kanunun pençesini yakalarında bulacaklardır” gibi ifadeler, devletin bu konudaki kararlılığını ve tavizsiz tutumunu göstermeyi amaçlar
Özellikle Bayar’ın iktidar dönemlerinde, toplumsal düzenin ve devlet otoritesinin korunmasına yönelik vurguyu ifade eden bir terimdir. Muhalefetin sertleştiği ve toplumsal gerilimin arttığı dönemlerde, hükümetin eylemlerini meşrulaştırmak ve muhalefetin faaliyetlerini “asayişi bozucu” olarak nitelendirmek için kullanılmıştır. “Kanun hâkimiyeti” ve “otorite” gibi kavramlarla birlikte, istikrarın sağlanmasının en temel devlet görevi olduğunu belirtir.