Laikliğe karşıt, gerici ve din devleti yanlısı olarak tanımlanan faaliyetler için kullanılan bir terimdir. Demirel’in söyleminde bu kavramın kullanımı, siyasi kariyerindeki döneme göre değişiklik göstermiştir. Başbakanlık dönemlerinde genellikle din ve vicdan özgürlüğünü savunurken ve laikliğin dinsizlik olmadığını vurgularken, Cumhurbaşkanlığı döneminde, özellikle 28 Şubat sürecinde, “irtica“yı Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehditlerden biri olarak tanımlamıştır. Bu […]
Dilbilgisel Kategoriler: Siyasi suçlama
Morrison Süleyman
Demirel’in siyasete atılmadan önce, Amerikan firması Morrison-Knudsen’in Türkiye temsilciliğini yapması nedeniyle siyasi rakipleri tarafından takılan bir lakaptır. Bu lakap, onu “yabancı sermayenin temsilcisi” ve “Amerikancı” olarak damgalama amacı taşıyordu. Demirel’in kendisi bu lakabı hiç kullanmamış olsa da özellikle sol muhalefetin dilinde onun ekonomik ve dış politikasını eleştirmek için kullanılan bir sembol haline gelmiştir. Bu, onun […]
Nazi kalıntısı / Nazi uygulaması
Özellikle 2017 Anayasa Referandumu sürecinde, Türk bakanların Almanya ve Hollanda’daki kampanya etkinliklerinin engellenmesine tepki olarak bu ülkelerin hükümetlerini ve uygulamalarını nitelemek için kullanılan son derece ağır bir suçlamadır. Bu benzetme, Avrupa ülkelerinin ifade özgürlüğü ve demokrasi konusundaki iddialarını en ağır tarihsel referansla (Nazizm) vurarak çifte standartlı ve baskıcı olduklarını iddia eder. Bu, diplomatik dilin çok […]
Tek parti faşizmi
Cumhuriyetin ilk yıllarını, özellikle İsmet İnönü dönemindeki tek partili CHP yönetimini, baskıcı, anti-demokratik ve halkın değerlerine yabancı bir “faşizm” dönemi olarak nitelemek için kullanılan bir ifadedir. Bu söylem, AK Parti’nin kendi iktidarını, o “karanlık” dönemin bir reddi ve gerçek demokrasinin başlangıcı olarak konumlandırmasını sağlar. Tarihi, “milletin değerlerini temsil edenler” ile “halka tepeden bakan, milleti istismar […]