Yılmaz’ın siyasi kariyerinin en kritik dönemeçlerinden birini ifade eden ve söyleminde sıkça yer alan bir kavramdır. Onun için 28 Şubat, sivil siyaset ile askeri vesayet arasındaki gerilimin zirveye ulaştığı bir dönemi simgeler. Konuşmalarında, “Darbe olacak mı diye tartışmak bile Türk demokrasisi adına yeter ayıptır!” diyerek süreci eleştirmiş ve sivil alanın savunucusu bir pozisyon almıştır. Ancak aynı zamanda, Necmettin Erbakan’dan farklı bir duruş sergileyeceğini belirten “Ben Erbakan değilim!” çıkışıyla, askerin hassasiyetlerini anladığı ve onlarla çatışmayacağı mesajını vermiştir. Bu ikili dil, onun “kısıtlanmış liberalizm” olarak adlandırılabilecek pragmatik pozisyonunu özetler: Demokrasiyi savunur, ancak sistemin “rutin dışı” dinamiklerini de göz ardı etmez.