Menderes’in özellikle radyo konuşmalarında ve mitinglerde halka seslenirken kullandığı standart hitap biçimidir. Bu ifade, tek parti döneminin daha mesafeli ve bürokratik dilinden belirgin bir kopuşu temsil eder. “Aziz” ve “muhterem” gibi saygı ve sevgi bildiren kelimelerin seçilmesi, lider ile halk arasında samimi, kişisel ve doğrudan bir bağ kurma amacını taşır. Menderes’in popülist siyaset anlayışının bir yansıması olan bu hitap, gücünü protokolden veya makamdan değil, doğrudan “vatandaş“tan, yani milletin kendisinden aldığı mesajını verir.
Menderes’in, Demokrat Parti’nin kuruluş sürecindeki zorlukları ve imkansızlıkları anlatmak için kullandığı bir ifadedir. “Beş parasız ve bir sandalyesiz kurulmuş olan Demokrat Parti, dört senede iktidarı ele geçirecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur” sözüyle , partinin gücünü maddi imkanlardan veya devlet desteğinden değil, doğrudan milletin sevgisi ve desteğinden aldığını vurgular. Bu, bir “Dava” hareketi oldukları […]
Menderes’in 1954’te bir DP grup toplantısında söylediği iddia edilen, son derece tartışmalı bir ifadedir. Bu söz, “Milli İrade” kavramını anayasal ve yasal sınırların ötesine taşıyan, mutlak ve sınırsız bir egemenlik anlayışını yansıttığı için büyük tepki çekmiştir. Söylemin bağlamı, milletin iradesinin her şeyin üstünde olduğunu ve meclisin bu irade doğrultusunda her türlü değişikliği yapabileceğini vurgulamaktır. Ancak […]
Menderes’in, siyasi kariyerinin başlangıcını doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlayan ve sıkça tekrarladığı bir anlatıdır. Bu ifadeye göre, Atatürk bir Aydın ziyareti sırasında genç Menderes’in yeteneklerini fark etmiş ve onun milletvekili adayı olmasını bizzat sağlamıştır. Bu anlatının retorik işlevi çok katmanlıdır: 1) Menderes’in siyasi meşruiyetini, rakibi olan CHP’nin kurucusuna dayandırarak güçlendirir. 2) Kendisini, İsmet İnönü gibi […]