Menderes’in özellikle radyo konuşmalarında ve mitinglerde halka seslenirken kullandığı standart hitap biçimidir. Bu ifade, tek parti döneminin daha mesafeli ve bürokratik dilinden belirgin bir kopuşu temsil eder. “Aziz” ve “muhterem” gibi saygı ve sevgi bildiren kelimelerin seçilmesi, lider ile halk arasında samimi, kişisel ve doğrudan bir bağ kurma amacını taşır. Menderes’in popülist siyaset anlayışının bir yansıması olan bu hitap, gücünü protokolden veya makamdan değil, doğrudan “vatandaş“tan, yani milletin kendisinden aldığı mesajını verir.
1951 yılında DP hükümeti tarafından çıkarılan ve Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret etmeyi veya sövmeyi suç sayan yasadır. Bu kanunun çıkarılması, Menderes’in siyasi stratejisinin karmaşıklığını gösteren önemli bir adımdır. Bir yandan, DP’yi Atatürk’e ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine karşıymış gibi gösteren CHP propagandasını boşa çıkarmayı hedefler. Diğer yandan, Menderes’in kendisini Atatürk’ün mirasının asıl koruyucusu olarak konumlandırmasına olanak […]
Menderes’in siyasi söyleminde merkezi bir yer tutan, ancak içeriği zamanla değişen bir kavramdır. Muhalefet yıllarında “hürriyet”, CHP’nin “baskı rejimi“ne karşı siyasi, fikri ve iktisadi özgürlükleri kapsayan geniş bir anlama sahipti. Menderes, “Hürriyetin olduğu yerde sefalet olmaz” diyerek, özgürlüklerle ekonomik refah arasında doğrudan bir bağ kurmuştur. İktidara geldikten sonra ise “hürriyet” kavramı, daha çok “şahsi mülkiyet […]
Menderes’in muhalefet yıllarında ve iktidarının ilk dönemlerinde sıkça savunduğu bir ilkedir. DP’nin kuruluşuna yol açan “Dörtlü Takrir“de de basın özgürlüğünü kısıtlayan kanunların değiştirilmesi talebi yer alıyordu. Menderes, hükümet programında matbuat hürriyetinin demokratik bir rejimin temeli olduğunu vurgulamıştır. Ancak zamanla, özellikle basından gelen eleştiriler sertleştikçe, DP hükümeti basın üzerindeki kontrolü artıran yasalar çıkarmış, gazeteleri kapatmış ve […]