Demirel’in, özellikle ilk başbakanlık dönemlerinde Türkiye’nin dört bir yanına inşa ettirdiği barajlar ve hidroelektrik santralleri nedeniyle aldığı bir lakaptır. Bu lakap, onun “icraat” ve kalkınma odaklı siyaset anlayışının en somut sembolüdür. “Barajlar Kralı“, onu ülkeyi modernleştiren, elektrifikasyonu ve sulamayı yaygınlaştıran, bozkırı yeşerten bir lider olarak konumlandırır. Bu, soyut ideolojik tartışmalar yerine, halkın hayatına doğrudan dokunan somut projelerle meşruiyet arayan kalkınmacı popülizminin temel taşıdır.
Demirel’in siyasete girmeden önceki kariyerinde Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü yapmasından kaynaklanan bir lakabıdır. Başlangıçta teknik ve bürokratik bir unvan olan bu ifade, onun siyasi kimliğinin bir parçası haline gelmiştir. Bu lakap, onun “Barajlar Kralı” imajının temelini oluşturur ve ülkenin su kaynaklarını, sulama ve enerji projelerini en iyi bilen, bu konularda uzman bir lider […]
Ülkedeki büyük altyapı projelerini (köprüler, barajlar, fabrikalar vb.) kişisel olarak sahiplenmek için kullandığı, kendine güvenen ve sahiplenici bir ifadedir. Bu söz, soyut “devlet yaptı” veya “hükümet yaptı” ifadeleri yerine, icraatı doğrudan kendi şahsıyla özdeşleştirir. Retorik işlevi, seçmenin zihninde kalkınma ile Demirel arasında doğrudan bir bağ kurmaktır. Bu, onun “icraatçı” kimliğini pekiştiren ve seçmenden somut eserler […]
Demirel’in siyaset felsefesinin merkezinde yer alan bir kavramdır. “İcraat“, laf yerine iş üretmek, somut projeler (yollar, köprüler, barajlar, fabrikalar) yapmak anlamına gelir. Demirel için siyasi meşruiyetin temel kaynağıdır. Söyleminde “icraat“, soyut ideolojilere, kısır siyasi çekişmelere ve bürokratik atalete karşı bir panzehir olarak sunulur. “Büyük Türkiye” idealine ulaşmanın tek yolu olarak gösterilir. Bu kavram, onun kalkınmacı […]