Özellikle devlet içi krizler ve ulusal güvenlik meseleleri gündeme geldiğinde, siyasi kararları meşrulaştırmak için kullanılan bir kavramdır. Yılmaz’ın dilinde bu terim, “rutin dışı” eylemleri veya sivil özgürlükleri kısıtlayan bazı adımları gerekçelendirmek için örtülü bir referans noktası olabilir. Susurluk Komisyonu’ndaki ifadelerinde, Cumhurbaşkanı Demirel’in “Bunların meydana çıkarılması halinde devletin zarar göreceğinden de endişe ederim” sözüne atıfta bulunulması, “devletin bekası” veya “devletin zarar görmemesi” argümanının, olayların aydınlatılmasının önüne nasıl bir engel olarak konulabildiğini gösterir. Bu, Yılmaz’ın pragmatik devlet adamı kimliğinin bir parçasıdır.