7 Haziran 1945’te Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından CHP Meclis Grubu’na sunulan ve Türkiye’de çok partili hayata geçişin fitilini ateşleyen tarihi önergedir. Takrir, anayasanın tam olarak uygulanmasını, parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını ve daha fazla demokrasi ve özgürlük talep ediyordu. Önergenin reddedilmesi ve imzacılarının (Bayar hariç) partiden ihraç edilmesi, Demokrat Parti’nin kuruluşuna giden yolu açmıştır. Menderes’in siyasi söyleminde “Dörtlü Takrir“, tek parti yönetimine karşı verilen demokratik mücadelenin başlangıç noktası ve DP’nin doğuşunun meşruiyet belgesi olarak özel bir yere sahiptir.
DP’nin 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “İhtilal” kelimesinin seçilmesi, bu olayın basit bir hükümet değişikliği olmadığını, 27 yıllık CHP düzeninin kökten ve geri dönülmez bir şekilde yıkıldığını ima eder. “Beyaz” sıfatı ise bu devrimin kansız, şiddetsiz ve en önemlisi halkın oylarıyla, yani demokratik ve lekesiz bir şekilde gerçekleştiğini […]
Menderes’in, siyasi kariyerinin başlangıcını doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlayan ve sıkça tekrarladığı bir anlatıdır. Bu ifadeye göre, Atatürk bir Aydın ziyareti sırasında genç Menderes’in yeteneklerini fark etmiş ve onun milletvekili adayı olmasını bizzat sağlamıştır. Bu anlatının retorik işlevi çok katmanlıdır: 1) Menderes’in siyasi meşruiyetini, rakibi olan CHP’nin kurucusuna dayandırarak güçlendirir. 2) Kendisini, İsmet İnönü gibi […]
Menderes’in muhalefet yıllarında ve iktidarının ilk dönemlerinde sıkça savunduğu bir ilkedir. DP’nin kuruluşuna yol açan “Dörtlü Takrir“de de basın özgürlüğünü kısıtlayan kanunların değiştirilmesi talebi yer alıyordu. Menderes, hükümet programında matbuat hürriyetinin demokratik bir rejimin temeli olduğunu vurgulamıştır. Ancak zamanla, özellikle basından gelen eleştiriler sertleştikçe, DP hükümeti basın üzerindeki kontrolü artıran yasalar çıkarmış, gazeteleri kapatmış ve […]