Ecevit’in söyleminde “feodalite” veya “ağalık düzeni,” Türkiye’nin geri kalmışlığının ve sosyal adaletsizliğin temel nedenlerinden biridir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki toplumsal yapıyı eleştirirken bu kavrama başvurur. “Toprak işleyenin, su kullananın” sloganı, doğrudan bu feodal toprak mülkiyeti düzenini hedef alır. Ecevit’e göre feodalite, sadece ekonomik bir sömürü sistemi değil, aynı zamanda insanların iradesini baskı altına alan, demokrasiyi ve bireysel özgürlükleri engelleyen bir kültürdür. Kürt sorununu da temelde bir etnik sorun olarak değil, bölgedeki feodal yapıdan ve geri kalmışlıktan kaynaklanan bir sosyo-ekonomik sorun olarak görme eğilimindedir. Bu nedenle, çözümü de kültürel haklardan ziyade, toprak reformu ve ekonomik kalkınma gibi yapısal değişikliklerde aramıştır.