Yılmaz’ın, Türkiye’nin temel sorunlarının çözülememesinin nedenlerinden biri olarak gördüğü siyasi tavrı tanımlamak için kullandığı bir eleştiridir. “Gerçek niyetleri süslü örtüler arkasında saklayan iki yüzlü tutum” ifadesiyle, bazı siyasetçilerin kamuoyunda savundukları görüşlerde samimi olmadıklarını, konjonktüre göre davrandıklarını ve güçlendiklerinde gerçek niyetlerini ortaya koyduklarını iddia eder. Bu suçlama, siyasi rakiplerini ilkesizlikle ve popülizmle itham ederek, kendi pozisyonunu daha samimi, tutarlı ve dürüst olarak sunma amacı taşır. Bu, siyasi ahlak üzerinden rakibi itibarsızlaştırma stratejisidir.
Yılmaz’ın siyasi söyleminin temel kavramlarından biridir. Demokrasiyi, “alaturkası alafrangası olmayan“, evrensel bir ilke olarak tanımlar ve “siviller için ayrı, askerler için ayrı” olamayacağını vurgular. Bu ifadeler, onun sivil siyasetin üstünlüğüne olan inancını ve askeri vesayete karşı duruşunu gösterir. Ancak aynı zamanda, Türkiye’de demokrasinin “temiz bir yol olmadığını”, “biraz mayınlı bir yol” olduğunu kabul ederek, ideal […]
Özellikle 28 Şubat sürecinin baskıcı atmosferinde, siyaset yapmanın getirdiği riskleri ve karşılaştığı tehditleri anlatmak için kullandığı dramatik bir ifadedir. Bu metafor, idam tehdidi altında olduğunu veya her an siyaseten veya fiziken yok edilebileceği bir ortamda görev yaptığını ima eder. Retorik işlevi, kendisini demokrasi ve sivil siyaset uğruna büyük riskler alan, “kelle koltukta” mücadele eden bir […]
Yılmaz’ın, özellikle 28 Şubat sürecinde, sivil siyasete yönelik en büyük tehdit olarak tanımladığı kavramdır. Söyleminde “darbe” ihtimalini yüksek sesle dile getirmekten çekinmemiş, hatta “Darbe olacak mı diye tartışmak bile… ayıptır” diyerek bu tartışmanın kendisinin bile demokrasiye zarar verdiğini vurgulamıştır. Ancak aynı zamanda, “Gelin darbe olmasın, rejim tehlikeye uğramasın diye işbirliği yapalım” gibi çağrılarıyla, darbe tehdidini […]