Yılmaz’ın, kendisine ve partisine yönelik yolsuzluk iddialarını ve siyasi saldırıları, bir hukuk mücadelesi veya meşru bir eleştiri olarak değil, siyasi bir komplo olarak nitelemek için kullandığı bir ifadedir. “Ortalığı toza dumana katarak karmaşada kelle götürme hesabı yapanlar” diyerek, rakiplerinin amacının gerçeği ortaya çıkarmak değil, siyasi rakiplerini (kendisini) yok etmek (“kelle götürmek“) olduğunu iddia eder. Bu güçlü ve şiddet içeren metafor, siyasi mücadeleyi bir hayatta kalma savaşı olarak çerçeveler ve rakiplerini acımasız ve ilkesiz olarak tasvir eder. Bu, savunma pozisyonundayken saldırıya geçme stratejisinin bir parçasıdır.
28 Şubat sürecinin en gerilimli günlerinde sarf edilen bu söz , Yılmaz’ın askeri vesayet karşısındaki konumunu net bir şekilde ortaya koyma amacı taşır. İfadenin bağlamı, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarındaki tutumudur. Yılmaz bu sözle, kendisini Necmettin Erbakan’dan ayrıştırarak, MGK’da alınan kararlara (askerin “tavsiyelerine“) direnmeyeceğini, aksine onlarla uyum içinde hareket edeceğini ima etmektedir. Bu, bir yandan […]
Yılmaz’ın siyasi söyleminin temel kavramlarından biridir. Demokrasiyi, “alaturkası alafrangası olmayan“, evrensel bir ilke olarak tanımlar ve “siviller için ayrı, askerler için ayrı” olamayacağını vurgular. Bu ifadeler, onun sivil siyasetin üstünlüğüne olan inancını ve askeri vesayete karşı duruşunu gösterir. Ancak aynı zamanda, Türkiye’de demokrasinin “temiz bir yol olmadığını”, “biraz mayınlı bir yol” olduğunu kabul ederek, ideal […]
Yılmaz’ın, özellikle siyasi kriz ve gerilim anlarında, tüm taraflara yaptığı bir çağrıdır. Demokrasinin “mayınlı bir yol” olduğunu belirttikten sonra, “gerekli basireti ve sağduyuyu göstermek bize düşer” demesi, bu kavramın işlevini ortaya koyar. “Sağduyu“, aşırı ve fevri tepkilerden kaçınmayı, rasyonel ve uzlaşmacı bir tavır takınmayı ifade eder. Retorik olarak, kendi pozisyonunu makul ve dengeli olarak sunarken, […]