Özellikle sosyal medya üzerinden eleştiri yönelten veya hasmane tavır sergileyen yabancı siyasetçileri veya muhalif figürleri aşağılamak ve ciddiye almadığını belirtmek için kullanılan bir ifadedir. “Soytarı” kelimesi muhatabı itibarsızlaştırırken, “klavye” kelimesi ise bu kişilerin eylemlerinin sanal dünyayla sınırlı, gerçek bir gücü veya etkisi olmayan, ciddiyetsiz eylemler olduğunu ima eder. Bu, liderin kendisine yönelik eleştirileri küçümsediğini ve bu tür saldırıların kendisini yolundan döndüremeyeceğini gösteren, özgüvenli ve cepheleşmeci bir retorik araçtır.
Bir konuda en ileri düzeyde, en yetkin veya en aşırı noktada olmayı ifade eden bir deyimdir. Erdoğan bu ifadeyi, genellikle siyasi rakiplerinin veya muhaliflerinin kendisini eleştirdiği bir konuda, aslında o konunun “en önde gideninin,” “en âlâsının” kendisi olduğunu iddia etmek için kullanır. Örneğin, çevrecilik eleştirilerine karşı “çevreciliğin daniskasını biz yaptık” gibi bir kullanım, eleştiriyi boşa […]
Siyasi mücadelede sergilenebilecek iki zıt tavrı tanımlamak için kullanılan karşılaştırmalı bir ifadedir. Bu kullanımda “adam gibi” olmak, dürüst, sözünün eri, cesur ve onurlu bir duruşu temsil ederken (“Öleceksek adam gibi ölelim“), “madam gibi” olmak ise bu değerlerin tersini ima eder. İfade, erkeğe atfedilen olumlu özellikleri (“güvenilir,” “cesur“) yüceltirken, kadına yönelik örtük bir olumsuzlama içerir. Retorik […]
“Farz edelim ki,” “öyle olsa bile” anlamına gelen ve bir tartışmada karşı tarafın argümanını geçici olarak doğru kabul edip, buna rağmen kendi tezinin hala geçerli olduğunu göstermek için kullanılan bir bağlaçtır. “Velev ki dediğiniz doğru olsun, bizim yaptığımız yine de haktır” gibi bir kullanım, rakibin argümanını çürütmekle uğraşmak yerine, onu önemsizleştirerek baypas etme ve kendi […]