1999 Depremi sonrasında devletin müdahale kapasitesini değerlendirirken kullandığı bir ifadedir. “Kurtarma işlerimiz yetersiz kalmıştır” sözü, o dönemdeki arama-kurtarma faaliyetlerinin başarısızlığını net bir şekilde kabul eder. “İşler” kelimesinin kullanımı, konuyu daha teknik ve operasyonel bir çerçeveye oturtur. Bu ifade, Yılmaz’ın özeleştirel dilinin en somut ve doğrudan unsurlarından biridir. Sorumluluğu belirsizleştirmek yerine, devletin en temel görevlerinden birinde (“kurtarma”) yetersiz kaldığını açıkça itiraf ederek, halkın öfkesini ve hayal kırıklığını anladığını göstermeyi hedefler.
1999 Gölcük Depremi’nin yıkıcı sonuçlarını açıklarken, devletin ve sistemin temel bir sorununa işaret etmek için kullandığı bir kavramdır. “İmar düzenimiz laçkadır” ifadesi, depremin yol açtığı felaketin sadece bir doğal afet olmadığını, aynı zamanda denetimsizlik, yolsuzluk ve plansızlıktan kaynaklanan bir “sistem sorunu” olduğunu vurgular. Bu, suçu sadece “malzemeden çalan müteahhitlere” değil, aynı zamanda bu duruma izin […]
Bu ifade, Yılmaz’ın 1999 Gölcük Depremi sonrası yaptığı özeleştirel konuşmanın kilit unsurlarından biridir. “Nasıl ki sevgi paylaştıkça çoğalırsa, acılar da paylaştıkça azalır” cümlesiyle, devletin teknik yetersizliğini kabul ettiği konuşmasına insani ve duygusal bir boyut katmıştır. Retorik işlevi, lideri bürokratik bir figürden çıkarıp, halkla aynı kaderi paylaşan, empati kuran bir “yas tutucu” konumuna getirmektir. Bu ifade, […]
1999 Depremi sonrası yaptığı özeleştiri konuşmasında, devletin müdahale kapasitesindeki başarısızlığı ifade etmek için kullandığı bir diğer kilit ifadedir. “Kurtarma işlerimiz yetersiz kalmıştır” sözü, “aksamıştır” ifadesinden daha net bir başarısızlık kabulüdür. Bu ifade, beklentinin veya ihtiyacın karşılanamadığını, mevcut kapasitenin felaketin boyutu karşısında aciz kaldığını itiraf eder. Bu, sorumluluğu doğrudan üstlenen, bahanelere sığınmayan ve halkın eleştirilerini haklı […]