Kılıçdaroğlu’nun söyleminin temel taşlarından biridir. Devlet yönetiminde ve kamudaki görevlendirmelerde partizanlık, akrabalık veya sadakat yerine, işin ehli olmanın, bilgi, birikim ve yeteneğin esas alınması gerektiğini savunan ilkedir. Ona göre, devletteki çürümenin ve adaletsizliğin temel nedeni liyakat sisteminin çökmesidir. “Devlet; liyakatle, bilgiyle, birikimle, adaletle yönetilir” sözü, onun yönetim felsefesinin özetidir. Liyakati, adaletin bir ön koşulu olarak görür.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için kullandığı en sert eleştirel ifadedir. Bu terim, tüm yetkilerin tek bir kişide toplandığı, Meclis’in ve yargının işlevsizleştirildiği, denge ve denetleme mekanizmalarının ortadan kalktığı anti-demokratik bir yönetim modelini tanımlar. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” vaadi, bu rejime bir alternatif olarak sunulur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini, tevazuyu ve devlette devamlılığı simgeleyen tarihi Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Kılıçdaroğlu, “Saray” olarak nitelediği mevcut Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin israf ve şatafatını eleştirirken, iktidara geldiklerinde Cumhurbaşkanlığı makamını yeniden Çankaya Köşkü’ne taşıyacaklarını vaat eder. Bu, sadece fiziksel bir mekan değişikliği değil, aynı zamanda “tek adam rejimi“nden “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e ve onun temsil ettiği daha mütevazı, demokratik […]
2017 yılında CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı 25 gün süren sivil itaatsizlik eylemidir. Bu yürüyüş, Kılıçdaroğlu’nun liderlik profilini “sakin bürokrat“tan “sokakta hak arayan aktivist“e dönüştüren bir dönüm noktasıdır. Siyasi söyleminde “adalet” kavramının merkezileşmesini sağlamış ve “Hak, Hukuk, Adalet” sloganının doğmasına neden olmuştur. Konuşmalarında sık sık bu yürüyüşe referans vererek, adalet […]