1965 yılında İsmet İnönü tarafından ilk kez kullanılan ancak içini Bülent Ecevit’in doldurup kitleselleştirdiği ideolojik bir konumlanma ifadesidir. Bu terim, 1960’ların siyasi konjonktüründe CHP için hayati bir stratejik hamleydi. Bir yandan, yükselen ve CHP’den oy çalan Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) devrimci sosyalizminden kendini ayrıştırıyor, diğer yandan Adalet Partisi’nin (AP) sağcı politikalarına bir alternatif sunuyordu. “Ortanın Solu,” “sol” kelimesini merkez siyasete taşıyarak meşrulaştıran, onu komünizm tehlikesi algısından arındıran bir formüldü. Ecevit, aynı adlı kitabında , bu anlayışı Atatürk’ün halkçılık ilkesinin çağdaş bir yorumu olarak temellendirmiş; sosyal adalet, planlı kalkınma ve demokratik reformları bu çatı altında birleştirmiştir. Bu ifade, Türkiye’de kitlelere dayalı sosyal demokrasinin doğuşunu simgeler.