Süleyman Demirel’in fötr şapkası, siyasi kariyeri boyunca onunla özdeşleşen en güçlü semboldür. Sadece bir giysi değil, çok katmanlı bir siyasi mesaj aracıydı. Birincil işlevi, onu halktan biri, özellikle de taşralı, muhafazakâr seçmenle özdeşleştirmektir. Şapkasını halkı selamlama biçimi, onunla seçmen arasında doğrudan ve samimi bir bağ kurma yöntemiydi. İkinci olarak, şapka onun siyasi dayanıklılığının metaforu haline gelmiştir: “Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim“. Üçüncü olarak, Demirel şapkayı demokrasinin sembolü olarak kodlamıştır, bu da onu sivil siyasetin bir simgesi yapmıştır. Zamanla şapka, Demirel’in kendisi yerine geçebilen bir metonimiye dönüşmüştür.
“Kardeşim” kelimesinin halk ağzındaki, özellikle Ege şivesindeki söyleniş biçimidir. Demirel’in konuşmalarında, özellikle halka hitap ederken veya samimi bir ton yaratmak istediğinde kullandığı bir hitap şeklidir. Bu kelimenin kullanımı, onun “halktan biri” olma, köklerini ve şivesini unutmamış olma imajını güçlendirir. Akademik veya bürokratik dil yerine halkın dilini kullanarak, seçmenle arasındaki mesafeyi kapatmayı ve onlarla hemşerilik temelinde […]
Demirel’in siyasete atılmadan önce, Amerikan firması Morrison-Knudsen’in Türkiye temsilciliğini yapması nedeniyle siyasi rakipleri tarafından takılan bir lakaptır. Bu lakap, onu “yabancı sermayenin temsilcisi” ve “Amerikancı” olarak damgalama amacı taşıyordu. Demirel’in kendisi bu lakabı hiç kullanmamış olsa da özellikle sol muhalefetin dilinde onun ekonomik ve dış politikasını eleştirmek için kullanılan bir sembol haline gelmiştir. Bu, onun […]
Demirel’in kırsal kesimdeki seçmenine hitap ederken sıkça kullandığı sahiplenici bir ifadedir. Bu hitap, kendisini o kitlenin bir parçası, onların içinden çıkmış ve onların çıkarlarını savunan biri olarak konumlandırır. “Benim” kelimesi, siyasetçi ile seçmen arasında kişisel, samimi ve korumacı bir bağ kurar. Bu dil, merkez-çevre ayrımında “çevre“nin sesi olma iddiasını pekiştirir ve bürokratik elite karşı “köylünün […]