Cumhuriyetin ilk yıllarını, özellikle İsmet İnönü dönemindeki tek partili CHP yönetimini, baskıcı, anti-demokratik ve halkın değerlerine yabancı bir “faşizm” dönemi olarak nitelemek için kullanılan bir ifadedir. Bu söylem, AK Parti’nin kendi iktidarını, o “karanlık” dönemin bir reddi ve gerçek demokrasinin başlangıcı olarak konumlandırmasını sağlar. Tarihi, “milletin değerlerini temsil edenler” ile “halka tepeden bakan, milleti istismar eden elitler” arasındaki bir mücadele olarak yeniden yazar. CHP’nin tarihsel mirasını itibarsızlaştırarak, günümüzdeki siyasi rakibini “aynı faşist zihniyetin devamı” olarak etiketleme amacı güder. Bu, “Eski Türkiye” ve “Yeni Türkiye” karşıtlığını tarihsel bir temele oturtma stratejisinin bir parçasıdır.