Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın da temel ilkelerinden olan bu ifade, MHP’nin ve Bahçeli’nin siyasi duruşunun en temel, pazarlık edilemez “kırmızı çizgisidir“. Bu ilke, ülkenin üniter yapısının ve toprak bütünlüğünün hiçbir koşul altında tartışılamayacağını belirtir. Her türlü federalizm, özerklik veya ayrılıkçı talep, bu ilkeye bir saldırı ve bir “beka sorunu” olarak görülür. Bahçeli, siyasi rakiplerini sık sık bu ilkeye karşı hareket etmekle suçlayarak onları “bölücü” ve “vatan haini” olarak damgalar.
Devlet Bahçeli’nin söyleminde Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olmasının ötesinde, milli birliğin çimentosu ve devletin “kırmızı çizgisi” olarak tanımlanır. Bahçeli, Atatürk’ü siyasi tartışmaların üzerinde, milletin ortak paydası olarak konumlandırır. Ona yönelik eleştiri veya hakaretleri, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletinin varlığına yapılmış bir saldırı olarak görür ve bunu bir “hiyanet” olarak nitelendirir. “Atatürk Türkiye […]
Normalde askeri ve stratejik tehditler için kullanılan bu kavram, Bahçeli’nin dilinde genişletilerek, muhalefet partilerinin politikaları, bazı sivil toplum faaliyetleri, hatta yargı kararları gibi pek çok iç siyaset unsurunu kapsayacak şekilde kullanılır. Bir konuyu “milli güvenlik meselesi” olarak tanımlamak, o konuyu normal demokratik tartışma süreçlerinin dışına çıkarmak ve devletin en sert tedbirleri almasını meşrulaştırmak anlamına gelir. […]
Devletin ve milletin asla taviz verilemeyecek, pazarlık konusu yapılamayacak temel değerlerini ve hayati çıkarlarını ifade eden bir kavramdır. Bahçeli’nin söyleminde “kırmızı çizgiler“; vatanın bölünmez bütünlüğü, devletin üniter yapısı, terörle mücadeledeki kararlılık ve Atatürk’ün manevi şahsiyeti gibi konuları içerir. MHP, kendisini bu “kırmızı çizgilerin” bekçisi ve savunucusu olarak konumlandırır. Bu ifade, partinin siyasi duruşunun ne kadar […]