Yılmaz’ın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların bir süre daha devam edeceğini anlatmak için kullandığı bir mevsimsel metafordur. “Bu sene kış zor geçecek” dedikten sonra, bu sürenin “mayıs sonuna kadar” devam edeceğini belirterek metaforu somut bir takvime bağlamıştır. Bu ifade, halka karşı dürüst olma ve popülist vaatlerden kaçınma imajı yaratmayı hedefler. Retorik olarak, yaklaşan ekonomik zorluklara karşı toplumu psikolojik olarak hazırlama ve hükümetin alacağı acı reçete niteliğindeki tedbirler için bir meşruiyet zemini oluşturma işlevi görür.
Yılmaz’ın ve ANAP’ın liberal ekonomi politikasının temel taşlarından biridir. Söyleminde özelleştirmeyi, “halkın sorununun çözülmesi”, “siyasi kirlenmenin önlenmesi” ve “demokrasi” için bir zorunluluk olarak sunar. KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) verimsizliğini ve devlete yük olduğunu savunarak, özelleştirmenin ekonomik rasyonalitenin bir gereği olduğunu vurgular. “Bu özelleştirme ile sadece Türk ekonomisinin değil, çalışanların da çıkarları korunmuştur” gibi ifadelerle, bu […]
2001 krizi sonrası ekonominin başına getirilen Kemal Derviş’e yönelik sarf ettiği, popülist bir eleştiri içeren meşhur retorik sorudur. Bu soru, Derviş’in uyguladığı ve IMF tarafından desteklenen ekonomik programın meşruiyetini sorgular. Derviş’i, Türkiye’nin çıkarlarını değil, uluslararası bir kuruluşun çıkarlarını temsil etmekle itham eder. Retorik olarak, karmaşık bir ekonomik tartışmayı, “milli” olan ile “gayrimilli” olan arasındaki basit […]
Yılmaz’ın siyasi lügatinde, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, Türkiye’nin ekonomik politikaları üzerindeki dış etkiyi simgeleyen bir kurumdur. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’e yönelik “Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı mısın yoksa IMF’nin bakanı mısın?” sorusu, bu konudaki tutumunun en net ifadesidir. Bu retorik soru, bir yandan Derviş’in uyguladığı kemer sıkma politikalarını eleştirirken, diğer yandan bu politikaların milli […]