Demokrat Parti’nin ve Bayar’ın, Türkiye’nin ekonomik olarak kalkınmış, uluslararası alanda saygın ve güçlü bir ülke olma idealini ifade eden bir vizyonudur. Bu söylem, “Küçük Amerika Olacağız” gibi sloganlarla da desteklenerek, halka umut ve milli gurur aşılamayı hedefler. “Büyük Türkiye” vizyonu, DP iktidarının icraatlarını meşrulaştıran ve seçmen desteğini pekiştiren bir üst anlatı olarak işlev görür.
Tematik Kategoriler: İktisadi İnşa ve Kalkınma Söylemi
Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu
1945’te CHP hükümeti tarafından çıkarılan, ancak DP’nin kuruluşuna yol açan tartışmaların fitilini ateşleyen kanundur. Bayar ve arkadaşları, kanunun özellikle büyük toprak sahiplerinin arazilerinin kamulaştırılmasına izin veren maddelerine karşı çıkmışlardır. DP söyleminde bu kanun, özel mülkiyet hakkına bir müdahale ve “devletçiliğin” baskıcı bir uygulaması olarak eleştirilmiştir. Bu eleştiri, DP’nin toprak sahibi ve kırsal kesimdeki muhafazakâr seçmenle […]
Devletçilik
Bayar’ın kariyerinde anlamı ve çağrışımı değişen bir kavramdır. 1930’larda İktisat Vekili iken, ülkenin sanayileşmesi için gerekli ve pragmatik bir yöntem olarak savunduğu “güdümlü ekonomi” politikasını ifade eder. 1946’dan sonra ise DP lideri olarak, CHP’nin ekonomi politikasını eleştirmek için kullandığı, özel teşebbüsü boğan, verimsiz ve bürokratik bir sistemi tanımlayan negatif bir terime dönüşür. Bayar’ın bu kavrama […]
Güdümlü Ekonomi
Bayar’ın 1930’lardaki İktisat Vekilliği döneminde, devletin ekonomik hayata yön verdiği ve sanayileşmeyi planladığı modeli tanımlamak için kullandığı bir terimdir. Bu, katı bir sosyalist planlamadan ziyade, özel sektörün de varlığını kabul eden ancak ana yatırım ve strateji belirleme gücünün devlette olduğu bir karma ekonomi modelini ifade eder. Bayar, bu modeli liberalizmin o günkü şartlarda uygulanamazlığına bir […]
Hususi Teşebbüs
“Özel teşebbüs” veya “özel girişim” anlamına gelen bu ifade, DP’nin ve Bayar’ın 1946 sonrası ekonomi politikasının temel direğidir. CHP’nin “devletçilik” anlayışına karşı, ekonomik kalkınmanın motorunun devlet değil, bireyler ve özel şirketler olması gerektiği fikrini savunur. DP programları, “hususi teşebbüsün” önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasını, vergi yükünün azaltılmasını ve yerli-yabancı sermayenin teşvik edilmesini vaat etmiştir. Bu terim, […]
İktisat Vekili
Bayar’ın Cumhuriyet’in ilk yıllarında üstlendiği ve teknokrat kimliğinin temelini oluşturan “Ekonomi Bakanı” unvanıdır. Bu görevdeki performansı, özellikle İş Bankası’nın kurulması ve sanayi planlarının uygulanması, ona “ülkenin ekonomisini inşa eden adam” imajını kazandırmıştır. Bayar, siyasi kariyeri boyunca bu unvanı, kendisinin sadece bir politikacı değil, aynı zamanda ekonomiden anlayan, rasyonel ve yapıcı bir devlet adamı olduğunu vurgulamak […]
İş Bankası
Sadece bir finans kurumu değil, Bayar’ın lügatinde “milli iktisat” idealinin ve “hususi teşebbüs” ruhunun somutlaşmış bir sembolüdür. Atatürk’ün talimatıyla 1924’te kurulmasında ve ilk genel müdürü olarak geliştirilmesinde oynadığı kilit rol , Bayar’ın kurucu ve iktisatçı kimliğinin en önemli kanıtıdır. DP döneminde İş Bankası, devletçi ekonomiye karşı özel sektör dinamizminin başarılı bir örneği olarak sunulmuştur.
Kalkınma
Bayar’ın tüm siyasi kariyeri boyunca değişmeyen ana hedefi ifade eden şemsiye bir kavramdır. 1930’larda “devletçilik” ve “sanayi planları” ile, 1950’lerde ise “hususi teşebbüs” ve “yabancı sermaye” ile ilişkilendirilmiştir. Yöntemler değişse de amaç hep aynı kalmıştır: Türkiye’yi ekonomik olarak müreffeh, sanayileşmiş ve modern bir ülke haline getirmek. Bu terim, Bayar’ın siyasi söyleminin pragmatik ve sonuç odaklı […]
Karaborsa
Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntılar döneminde, temel tüketim mallarının fahiş fiyatlarla el altından satılmasını ifade eder. DP’nin muhalefet söyleminde “karaborsa“, CHP iktidarının ekonomi yönetimindeki başarısızlığının, yolsuzluğun ve halkın mağduriyetinin bir sembolü olarak kullanılmıştır. Bu terim, halkın günlük hayatta yaşadığı sıkıntılara tercüman olarak, DP’nin popülist çekiciliğini artırmıştır.
Milli İktisat
Cumhuriyetin ilk yıllarında, yabancı sermayenin egemenliğindeki Osmanlı ekonomisinden, ulusal sermayeye ve yerli üretime dayalı bağımsız bir ekonomi modeline geçiş idealini ifade eden bir kavramdır. Bayar’ın İktisat Vekili olarak yürüttüğü politikaların (İş Bankası’nın kurulması, sanayi planları, devlet tekelleri) temel felsefesidir. Bu terim, ekonomik bağımsızlığın siyasi bağımsızlığın bir ön koşulu olduğu fikrini yansıtır.