Tematik Kategoriler: Sivil Alanın Savunusu ve Vesayetle Gerilim

İpim cebimde geziyorum

Özellikle 28 Şubat sürecinin baskıcı atmosferinde, siyaset yapmanın getirdiği riskleri ve karşılaştığı tehditleri anlatmak için kullandığı dramatik bir ifadedir. Bu metafor, idam tehdidi altında olduğunu veya her an siyaseten veya fiziken yok edilebileceği bir ortamda görev yaptığını ima eder. Retorik işlevi, kendisini demokrasi ve sivil siyaset uğruna büyük riskler alan, “kelle koltukta” mücadele eden bir […]

Kelle Götürme Hesabı

Yılmaz’ın, kendisine ve partisine yönelik yolsuzluk iddialarını ve siyasi saldırıları, bir hukuk mücadelesi veya meşru bir eleştiri olarak değil, siyasi bir komplo olarak nitelemek için kullandığı bir ifadedir. “Ortalığı toza dumana katarak karmaşada kelle götürme hesabı yapanlar” diyerek, rakiplerinin amacının gerçeği ortaya çıkarmak değil, siyasi rakiplerini (kendisini) yok etmek (“kelle götürmek“) olduğunu iddia eder. Bu […]

Korku Üzerine Siyaset

Yılmaz’ın, Türkiye’deki siyaset yapma biçimine yönelik temel bir eleştirisidir. “Korku üzerine siyaset bina edilemeyeceğini söylüyoruz” diyerek, özellikle Kürt sorunu gibi hassas konularda devletin ve siyasetçilerin attığı adımların, yersiz korkular ve endişeler tarafından belirlendiğini iddia eder. İnsan hakları belgelerine imza atılmasına rağmen, “korkularımız yüzünden, en basit uygulamalardan bile kaçındığımızı” belirtmesi, bu eleştirinin somut bir örneğidir. Bu […]

Mayınlı Yol

Türkiye’de demokrasiyi ve demokratikleşme sürecini tanımlamak için kullandığı bir metafordur. “Ülke olarak demokrasi yolunda çok mesafe aldık ama görüyorum ki hala gitmemiz gereken bir yol var. Bu yol öyle temiz bir yol değil, biraz mayınlı bir yoldur” ifadesi, bu sürecin ne kadar tehlikeli, riskli ve öngörülemez olduğunu vurgular. Bu metafor, sivil siyasetçilerin her an bir […]

MGK (Milli Güvenlik Kurulu)

Yılmaz’ın söyleminde, özellikle 28 Şubat döneminde, sivil hükümet ile askeri bürokrasi arasındaki güç mücadelesinin ve gerilimin yaşandığı merkezi bir platformdur. MGK, onun için hem anayasal bir kurum hem de askerin sivil siyasete müdahale ettiği bir mekanizmadır. “Benim MGK’daki tavrımla dışarıdaki tavrım farklı olmaz. Ben Erbakan değilim!” sözü, bu kuruldaki duruşunun siyasi kimliğinin bir testi olduğunu […]

Sağduyu

Yılmaz’ın, özellikle siyasi kriz ve gerilim anlarında, tüm taraflara yaptığı bir çağrıdır. Demokrasinin “mayınlı bir yol” olduğunu belirttikten sonra, “gerekli basireti ve sağduyuyu göstermek bize düşer” demesi, bu kavramın işlevini ortaya koyar. “Sağduyu“, aşırı ve fevri tepkilerden kaçınmayı, rasyonel ve uzlaşmacı bir tavır takınmayı ifade eder. Retorik olarak, kendi pozisyonunu makul ve dengeli olarak sunarken, […]

Samimiyet Çizgisi

Yılmaz’ın, siyasi duruşlarını ve politikalarını tanımlarken kullandığı ahlaki bir referans noktasıdır. “Güçlüklere ve olumsuz eleştirilere bakmadan samimiyet çizgisinde durmak ve bunu halka anlatmak durumunda” olduklarını belirterek, siyaseti ilkesel ve dürüst bir temelde yaptıklarını iddia eder. Bu ifade, rakiplerini “iki yüzlü tutum” sergilemekle suçlarken, kendisini ve partisini tutarlı ve samimi olarak konumlandırma amacı taşır. “Samimiyet“, onun […]

Sivil Siyaset

Mesut Yılmaz’ın siyasi lügatinin temel taşı ve en sık başvurduğu meşruiyet zeminidir. Onun söyleminde “sivil siyaset“, askeri ve bürokratik vesayetin karşıtıdır; millet iradesinin tecelli ettiği tek meşru alandır. Özellikle 28 Şubat ve Susurluk gibi krizlerde, “sivil siyasete sahip çıkılması” gerektiğini vurgulayarak, mücadelesini bir demokrasi mücadelesi olarak çerçeveler. Rakiplerini sık sık “sivil siyaset dışı unsurların taşeronu” […]

Sivil Siyaset Dışı Unsurlar

Yılmaz’ın, askeri ve sivil bürokrasi içindeki vesayetçi odakları, derin devlet yapılarını veya yargı içindeki belirli grupları doğrudan isimlendirmekten kaçınarak, üstü kapalı bir şekilde tanımlamak için kullandığı örtmeceli (euphemistic) bir ifadedir. Bu terim, sivil ve demokratik siyaset alanının dışında kalan, ancak siyasete müdahale etme gücüne sahip olan tüm aktörleri kapsar. Retorik işlevi, tehlikeli ve güçlü odakları […]

Taşeronluk

Bkz. Sivil siyaset dışındaki unsurların taşeronluğu. Yılmaz bu ifadeyle, siyasi rakiplerinin kendi iradeleriyle hareket etmediklerini, aksine vesayetçi odakların (sivil siyaset dışı unsurların) amaçlarına hizmet eden birer “alt yüklenici” olduklarını iddia eder. Bu, rakibi hem iradesizlikle hem de gayrimeşru güçlerle işbirliği yapmakla suçlayan ağır bir ithamdır. Retorik olarak, siyasi mücadeleyi meşru aktörler arasındaki bir rekabet olmaktan […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×