“Milli İrade” kavramının karşıtı olarak kullanılan bir terimdir. Halkın seçtiği meşru iktidarın üzerinde, kendini devletin asıl sahibi olarak gören sivil-asker bürokrasinin veya başka güç odaklarının denetimini ve müdahalesini ifade eder. DP, kendisini “milletin” temsilcisi olarak sunarken, CHP’yi bu “vesayetçi” zümrenin partisi olarak konumlandırmıştır. DP’nin temel vaadi, bu vesayeti kırarak egemenliği tamamen millete devretmektir.
DP söyleminde, CHP’yi ve onun temsil ettiği iddia edilen devlet yapısını tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. “Milli İrade“nin üzerinde, halka rağmen devleti yöneten sivil ve askeri bürokrasinin gücünü ifade eder. DP, kendisini bu bürokratik vesayeti kıracak ve yönetimi doğrudan millete devredecek siyasi hareket olarak konumlandırır. Bu terim, seçilmişlerin atanmışlar üzerindeki üstünlüğünü savunan popülist bir retoriğin […]
Bayar’ın söyleminde, özellikle DP’nin muhalefet yıllarında, CHP iktidarının keyfi ve partizan uygulamalarına karşı bir talep olarak öne çıkar. Adalet, sadece hukuki bir kavram değil, aynı zamanda ekonomik kaynakların dağılımındaki eşitsizliklerin, bürokratik baskıların ve siyasi tarafgirliğin sona erdirilmesi anlamında geniş bir siyasi ve toplumsal içerik taşır. DP programında, devletin adalet dağıtma işlevinin hızlandırılması ve hukukun üstünlüğünün […]
7 Haziran 1945’te Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından CHP meclis grubuna sunulan ve Türkiye’de çok partili hayata geçişin başlangıç noktası kabul edilen önergedir. Takrir, anayasanın tam olarak uygulanmasını, meclis denetiminin işletilmesini ve siyasi özgürlüklerin güvence altına alınmasını talep ediyordu. Bayar’ın söyleminde bu olay, anti-demokratik “tek parti zihniyetine” karşı başlatılan meşru […]