Bir kişinin veya grubun eylemlerinin, söylediği şeyin veya sahip olduğu unvanın sahte, asılsız ve boş olduğunu iddia etmek için kullanılan bir sıfattır. “Sözde sanatçı,” “sözde aydın,” “sözde siyasetçi” gibi kullanımlarla, karşı tarafı sadece eleştirmekle kalmaz, aynı zamanda onların varlık nedenini ve meşruiyetini sorgular. Bu, sert, aşağılayıcı ve cepheleşmeci bir retorik aracıdır. Bu ifade, muhatabı ahlaki ve entelektüel olarak değersizleştirerek, onun siyasi itirazlarını peşinen yok sayar ve popülist “Biz ve Onlar” ayrımını derinleştirir.
Bir işin geri dönülemez bir şekilde sonuçlandığını, muhaliflerin itirazlarının ve çabalarının artık beyhude olduğunu ifade etmek için kullanılan bir deyimdir. Erdoğan, bu ifadeyi özellikle 2017 Anayasa Referandumu gibi başa baş geçen ve sonucu tartışmalı olan siyasi süreçlerin ardından, zaferi tescil etmek ve meşruiyet tartışmalarını sonlandırmak amacıyla kullanmıştır. Bu kullanım, siyasi süreci bir uzlaşı ve diyalog […]
Erdoğan’ın miting konuşmalarında ve kamuya açık hitaplarında, siyasi rakiplerine, muhalif gruplara veya eleştirdiği dış ülkelere seslenirken kullandığı en karakteristik nida (ünlem) biçimidir. “Eyy Kılıçdaroğlu!“, “Eyy Almanya!”, “Eyy Amerika!” gibi kullanımlar, bir meydan okuma, bir hesaba çekme ve bir üstünlük ilanıdır. Bu nida, muhatabı doğrudan karşıya alarak onu dinleyici kitlesinin önünde yargılar. Ses tonu ve vurguyla […]
“Sürtük” ifadesiyle birlikte, özellikle 2013 Gezi Parkı protestolarına katılanları ahlaki olarak değersizleştirmek ve toplumun sağlıklı bünyesinden atılması gereken “bozuk” unsurlar olarak tanımlamak için kullanılan bir sıfattır. Bu terim, “çapulcu” gibi siyasi bir aşağılamanın ötesine geçerek, muhatapları biyolojik bir metafor üzerinden (çürük meyve gibi) gayriinsani bir kategoriye sokar. Bu dil, hedef alınan gruplara yönelik her türlü […]