Bir kişinin veya grubun eylemlerinin, söylediği şeyin veya sahip olduğu unvanın sahte, asılsız ve boş olduğunu iddia etmek için kullanılan bir sıfattır. “Sözde sanatçı,” “sözde aydın,” “sözde siyasetçi” gibi kullanımlarla, karşı tarafı sadece eleştirmekle kalmaz, aynı zamanda onların varlık nedenini ve meşruiyetini sorgular. Bu, sert, aşağılayıcı ve cepheleşmeci bir retorik aracıdır. Bu ifade, muhatabı ahlaki ve entelektüel olarak değersizleştirerek, onun siyasi itirazlarını peşinen yok sayar ve popülist “Biz ve Onlar” ayrımını derinleştirir.
Arapça kökenli, “büsbütün,” “tamamıyla,” “tümüyle” anlamına gelen bir zarftır. Erdoğan’ın konuşmalarında, bir iddiayı veya suçlamayı kesin ve net bir dille, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde reddetmek için sıkça kullanılır. “Bu iddia külliyen yalandır” gibi bir kullanım, sadece iddianın yanlış olduğunu değil, baştan sona kasıtlı bir uydurma olduğunu vurgular. Kelimenin eski ve ağdalı tınısı, konuşmaya bir […]
Eleştirilen veya hasım olarak görülen bir kişinin ismini anmaktan kaçınarak onu işaret etmek için kullanılan, küçümseyici ve mesafeli bir ifadedir. Bu kullanım, muhatabı gayrişahsi hale getirir ve onu meşru bir siyasi aktör olarak görmediğini ima eder. Fethullah Gülen (“Pensilvanya’daki zat” gibi) veya Kemal Kılıçdaroğlu gibi siyasi rakipler için kullanılabilir. Bu, karşı tarafı itibarsızlaştıran ve onunla […]
“Sürtük” ifadesiyle birlikte, özellikle 2013 Gezi Parkı protestolarına katılanları ahlaki olarak değersizleştirmek ve toplumun sağlıklı bünyesinden atılması gereken “bozuk” unsurlar olarak tanımlamak için kullanılan bir sıfattır. Bu terim, “çapulcu” gibi siyasi bir aşağılamanın ötesine geçerek, muhatapları biyolojik bir metafor üzerinden (çürük meyve gibi) gayriinsani bir kategoriye sokar. Bu dil, hedef alınan gruplara yönelik her türlü […]