Demokrasinin ve “milli iradenin” tecelli ettiği nihai ve en meşru yer olarak kabul edilen simgesel bir kavramdır. Erdoğan’ın söyleminde “sandık,” her türlü siyasi tartışmayı sonlandıran, gücün tek meşru kaynağı olan nihai hakemdir. “Hesabı sandıkta sorarız” veya “Millet kararını sandıkta verir” gibi ifadeler, siyasi mücadelenin meşru alanının sadece seçimler olduğunu, sokak protestoları veya diğer muhalefet biçimlerinin ise gayrimeşru olduğunu ima eder. Bu, çoğunlukçu demokrasi anlayışının bir yansımasıdır; sandıktan çıkan sonuç, tartışılmaz bir zafer olarak kabul edilir ve yönetime mutlak bir yetki verir.
Türk mitolojisinde fethedilmesi hedeflenen, ulaşıldıkça daha ileriye taşınan bir ülküyü simgeleyen “Kızılelma“, Erdoğan’ın söyleminde modern Türkiye için yeniden formüle edilmiştir. Bu kavram, bir yandan “Türkiye Yüzyılı” gibi soyut ve büyük bir ulusal hedefi, diğer yandan Bayraktar Kızılelma insansız savaş uçağı gibi somut teknolojik başarıları ifade eder. Bu çift anlamlı kullanım, Türkiye’nin hem manevi hedefleri olan […]
Siyasi ve ekonomik belirsizliğin sona ermesi, düzenin kararlı bir şekilde devam etmesi durumunu ifade eder. AK Parti söyleminde “istikrar,” partinin tek başına iktidarda olmasıyla doğrudan özdeşleştirilmiştir. Bu retorik, 1990’ların koalisyon hükümetleri dönemindeki siyasi ve ekonomik krizlere bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” gibi kampanya sloganları, seçmene AK Parti’ye oy vermemenin kaos, belirsizlik […]
2008 Küresel Finans Krizi sırasında, krizin Türkiye ekonomisine büyük bir zarar vermeyeceğini, sadece hafifçe dokunup geçeceğini iddia etmek için kullanılan bir metafordur. “Kriz bizi teğet geçecek” ifadesi, o dönemde hükümetin krize karşı özgüvenini ve ekonominin sağlam olduğu mesajını vermek için kullanılmıştır. Ancak krizin etkileri hissedildikçe, bu ifade muhalefet tarafından hükümetin ekonomik gerçeklerden kopuk olduğunun ve […]