Bahçeli’nin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve diğer muhalefet partilerinin, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile olan siyasi ilişkilerini ve işbirliklerini tanımlamak için kullandığı, kendisinin türettiği pejoratif bir fiildir. “DEM’lenmek“, bu partilerin DEM Parti’nin siyasi çizgisine geldiğini, onun etkisi altına girdiğini ve “terörle arasına mesafe koyamadığını” ima eder. Bu ifade, rakip siyasi bloğu, “bölücülük” ve “terör” ile ilişkilendirerek gayrimeşrulaştırma stratejisinin bir parçasıdır. Kelime oyunu yoluyla (demlenmek: çayın demini alması gibi), bu etkinin yavaş yavaş ve derinden işlediği, partilerin kimyasını bozduğu mesajı verilir.
Bahçeli, bu terimi genellikle siyasi rakiplerinin, özellikle de CHP’nin, yasa dışı organize suç örgütleriyle iç içe geçtiğini, onlardan destek aldığını veya onların siyasetine alet olduğunu iddia etmek için kullanır. “Mafyanın CHP’ye boyalı medyaya nasıl nüfuz ettiğini… görmeyen kalmamıştır” gibi ifadelerle, rakip partiyi bir siyasi kurum olmaktan çıkarıp, bir suç şebekesiyle iltisaklı bir yapı olarak sunar. […]
Türkiye’nin güçlenmesini ve bağımsız politikalar izlemesini istemeyen, genellikle Batılı ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve küresel sermaye odaklarını ima eden bir ifadedir. Bu ifade, Türkiye’ye yönelik tehditlerin ve operasyonların arkasında organize, planlı ve kötü niyetli bir uluslararası ağ olduğu fikrini pekiştirir. “Dış mihraklar” ifadesinin daha güncel ve sofistike bir versiyonudur. Bu, iç siyasetteki sorunları ve terör gibi […]
Bir kişi, kurum veya kararın hiçbir geçerliliğe, meşruiyete ve değere sahip olmadığını belirten nihai bir hükümdür. Bahçeli, bu ifadeyi meşruiyetini kaybettiğini düşündüğü siyasi rakipleri (örneğin CHP yönetimi) veya kurumlar için kullanarak, onları siyasi denklemin tamamen dışına ittiğini ilan eder. Bu, bir eleştiri veya reddetmenin ötesinde, muhatabın varlığını siyasi ve ahlaki olarak tanımadığını gösteren, son derece […]