Ecevit’in siyasi kariyerinin ve mirasının en belirleyici konusudur. Onun için Kıbrıs, sadece stratejik öneme sahip bir ada değil, aynı zamanda bir “ulusal dava” ve Türkiye’nin onur meselesidir. 1974’teki Barış Harekâtı, Ecevit’i bir gecede ulusal bir kahramana dönüştürmüş ve ona “Kıbrıs Fatihi” unvanını kazandırmıştır. Söyleminde Kıbrıs, Türkiye’nin uluslararası baskılara boyun eğmediğinin, kendi soydaşlarının güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığının ve Doğu Akdeniz’deki vazgeçilmez rolünün bir kanıtıdır. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti varlığı ortadan kalkacak olursa, bu Türk topraklarına saldırı olacaktır. Çünkü KKTC Türkiye’nin uzantısıdır” sözü, bu konudaki tavizsiz duruşunu özetler. Kıbrıs, onun “ulusal sol” ve “bağımsızlıkçı” politikasının en somut ve en başarılı örneği olarak lügatinde yer alır.