Ecevit’in halka hitap ederken sıkça kullandığı bir kelimedir. “Aziz vatandaşlarım” veya “sevgili vatandaşlarım” gibi ifadelerle konuşmalarına başlar. Bu kelimenin seçimi, onun halka bakışını yansıtır. “Halk” veya “millet” gibi daha kolektif ve soyut kavramlar yerine, “vatandaş” kelimesi, bireyi ve onun yurttaşlık haklarını öne çıkarır. Bu kullanım, onun demokratik ve birey haklarına saygılı duruşuyla tutarlıdır. Her bir bireyi, devletin ve toplumun eşit haklara sahip bir üyesi olarak gördüğünü ifade eder. Bu, popülist söyleminin aynı zamanda cumhuriyetin temel ilkelerine ve yurttaşlık esasına dayandığını gösteren bir retorik tercihtir.
Ecevit’in söyleminin merkezinde yer alan, siyasetinin öznesi ve meşruiyet kaynağı olan bir kavramdır. Ecevit’in “halk” anlayışı, CHP’nin geleneksel elitist ve bürokratik halkçılık anlayışından bir kopuşu temsil eder. Onun için halk, soyut bir kitle değil, somut sorunları olan, ezilen, sömürülen işçiler, köylüler, memurlar ve dar gelirlilerdir. “Halkçı Ecevit” lakabı, onun siyasetini halkın çıkarları üzerine kurma iddiasından […]
Ecevit’in siyasi mücadelesinin temel düşmanı olarak tanımladığı bir olgudur. “Ne yoksulluk ne baskı” dizesiyle başlayan sloganı, siyasi programının ilk hedefinin yoksullukla mücadele olduğunu gösterir. Onun için yoksulluk, sadece maddi bir yoksunluk değil, aynı zamanda insan onurunu zedeleyen, bireyi özgürlükten mahrum bırakan ve toplumsal adaletsizliğin en somut göstergesidir. Yoksulluğun kader olmadığını, yanlış politikaların ve adaletsiz bir […]
Ecevit’in kırsal kalkınma ve toplumsal dönüşüm vizyonunun en somut ve iddialı projesidir. Fikri temelleri daha eskiye dayansa da, Ecevit tarafından sahiplenilmiş ve 1978’de pilot uygulamalarına başlanmıştır. Projenin amacı, dağınık ve hizmet götürülmesi zor olan köyleri, merkezi bir “köy-kent” etrafında toplayarak, bu merkezlere okul, sağlık ocağı, fabrika, kooperatif gibi sosyal ve ekonomik altyapı hizmetlerini getirmektir. Bu […]