1951 yılında DP hükümeti tarafından çıkarılan ve Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret etmeyi veya sövmeyi suç sayan yasadır. Bu kanunun çıkarılması, Menderes’in siyasi stratejisinin karmaşıklığını gösteren önemli bir adımdır. Bir yandan, DP’yi Atatürk’e ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine karşıymış gibi gösteren CHP propagandasını boşa çıkarmayı hedefler. Diğer yandan, Menderes’in kendisini Atatürk’ün mirasının asıl koruyucusu olarak konumlandırmasına olanak tanır. Bu hamle, Menderes’in Atatürk’ü CHP’nin tekelinden çıkarma ve kendi meşruiyetini pekiştirme stratejisinin bir parçasıdır.
Menderes’in söyleminin en temel ve en sık kullanılan kavramıdır. “Halk” ile benzer şekilde, “millet” de Menderes tarafından homojen, yekpare ve ezici çoğunlukla DP’yi destekleyen bir bütün olarak tasvir edilir. Siyasi meşruiyetin tek ve mutlak kaynağıdır. “Yeter! Söz Milletindir!” sloganı bu anlayışın manifestosudur. Menderes, kendi şahsını ve partisini milletle özdeşleştirir; “Vatanı ve milleti Allah refah içinde […]
7 Haziran 1945’te Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından CHP Meclis Grubu’na sunulan ve Türkiye’de çok partili hayata geçişin fitilini ateşleyen tarihi önergedir. Takrir, anayasanın tam olarak uygulanmasını, parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını ve daha fazla demokrasi ve özgürlük talep ediyordu. Önergenin reddedilmesi ve imzacılarının (Bayar hariç) partiden ihraç edilmesi, Demokrat […]
DP’nin 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “İhtilal” kelimesinin seçilmesi, bu olayın basit bir hükümet değişikliği olmadığını, 27 yıllık CHP düzeninin kökten ve geri dönülmez bir şekilde yıkıldığını ima eder. “Beyaz” sıfatı ise bu devrimin kansız, şiddetsiz ve en önemlisi halkın oylarıyla, yani demokratik ve lekesiz bir şekilde gerçekleştiğini […]