Menderes’in özellikle radyo konuşmalarında ve mitinglerde halka seslenirken kullandığı standart hitap biçimidir. Bu ifade, tek parti döneminin daha mesafeli ve bürokratik dilinden belirgin bir kopuşu temsil eder. “Aziz” ve “muhterem” gibi saygı ve sevgi bildiren kelimelerin seçilmesi, lider ile halk arasında samimi, kişisel ve doğrudan bir bağ kurma amacını taşır. Menderes’in popülist siyaset anlayışının bir yansıması olan bu hitap, gücünü protokolden veya makamdan değil, doğrudan “vatandaş“tan, yani milletin kendisinden aldığı mesajını verir.
Menderes’in söyleminin en temel ve en sık kullanılan kavramıdır. “Halk” ile benzer şekilde, “millet” de Menderes tarafından homojen, yekpare ve ezici çoğunlukla DP’yi destekleyen bir bütün olarak tasvir edilir. Siyasi meşruiyetin tek ve mutlak kaynağıdır. “Yeter! Söz Milletindir!” sloganı bu anlayışın manifestosudur. Menderes, kendi şahsını ve partisini milletle özdeşleştirir; “Vatanı ve milleti Allah refah içinde […]
7 Haziran 1945’te Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından CHP Meclis Grubu’na sunulan ve Türkiye’de çok partili hayata geçişin fitilini ateşleyen tarihi önergedir. Takrir, anayasanın tam olarak uygulanmasını, parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını ve daha fazla demokrasi ve özgürlük talep ediyordu. Önergenin reddedilmesi ve imzacılarının (Bayar hariç) partiden ihraç edilmesi, Demokrat […]
Menderes’in söyleminde, demokrasinin ve “Milli İrade“nin tecelli ettiği kutsal bir mekanizma olarak sunulur. Menderes için “sandık“, her türlü siyasi tartışmayı sona erdiren nihai hakemdir. Bir siyasi gücün meşruiyetinin tek ölçütü sandıktan çıkıp çıkmadığıdır. Bu anlayış, iktidarının meşruiyetini sürekli olarak 1950, 1954 ve 1957 seçim zaferlerine dayandırmasına yol açmıştır. Ancak bu “sandık fetişizmi“, zamanla demokrasinin diğer […]