Osmanlı tarihinde zevk, sefa ve lüks tüketimle anılan, ancak halkın genelinin sıkıntı içinde olduğu bir döneme yapılan tarihi bir göndermedir. Kılıçdaroğlu bu ifadeyi, iktidar elitlerinin ve yandaşlarının halkın gerçeklerinden kopuk bir şekilde refah içinde yaşadığı, ancak “sokaktaki vatandaşın dert küpü” olduğu mevcut durumu eleştirmek için kullanır. Bu benzetme, iktidarın yarattığı ekonomik ve sosyal adaletsizliği, tarihi bir analoji üzerinden çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.
Genellikle “uyuşturucu baronları” şeklinde kullanılan bu ifade, Türkiye’de faaliyet gösteren büyük ölçekli organize suç örgütlerinin liderlerini tanımlar. Kılıçdaroğlu, bu ifadeyi kullanarak mevcut hükümetin ülkeyi “gri listeye” soktuğunu, kara para aklamaya ve uyuşturucu ticaretine göz yumduğunu iddia eder. “Yargıdaki çeteler” söylemiyle birleştiğinde, devletin bazı unsurlarıyla organize suç arasında bir ilişki olduğu imasını güçlendirir. Bu terim, ülkedeki […]
Yolsuzlukla mücadele söyleminin en somut vaadidir. “Beşli Çete” ve diğer yandaşlara aktarıldığı iddia edilen kamu kaynaklarının, iktidara gelindiğinde hukuki yollarla geri alınacağını ifade eder. Bu söylem, sadece bir cezalandırma değil, aynı zamanda halka ait olanın halka iade edileceği bir “onarıcı adalet” vaadi içerir. “Kul hakkı” ve “tüyü bitmemiş yetim hakkı” gibi ahlaki kavramların pratik ve […]
Mevcut iktidarı, zulüm, kibir ve halktan kopuklukla özdeşleşen tarihi ve dini bir figür olan Firavun’a benzeten güçlü bir metafordur. Bu ifade, yönetimi sadece siyasi bir rakip olarak değil, yıkılması gereken zalim bir düzen olarak konumlandırır. “Her firavunun bir Musa’sı vardır” diyerek, bu zalim düzene karşı kendisini halkın kurtarıcısı olarak konumlandırır ve mücadelesine ilahi bir meşruiyet […]