Milli Mücadele döneminde, işgal güçlerine karşı halkın kendiliğinden oluşturduğu silahlı direniş örgütleridir. Bayar’ın lügatinde “Kuvayı Milliye“, ordunun değil, sivil halkın inisiyatifiyle başlayan bir vatan savunmasının ruhunu temsil eder. Kendi “Galip Hoca” kimliğini bu ruhun bir parçası olarak sunar ve bu sayede DP’nin mücadelesini de, tıpkı Kuvayı Milliye gibi, milletin kendi kaderine sahip çıkma iradesinin bir yansıması olarak konumlandırır.
DP’nin ve Bayar’ın, kendilerini halkın gerçek temsilcisi olarak konumlandırmak için kullandığı bir metafordur. Bu ifade, CHP’nin bürokratik ve elitist bir zümrenin sesi olduğunu, DP’nin ise uzun yıllar sessiz kalmış veya sesi duyulmamış olan geniş halk kitlelerinin, köylünün, esnafın, yani “milletin” bizatihi kendisinin sesi olduğunu iddia eder. Bu, DP’nin popülist ve vesayet karşıtı söyleminin temelini oluşturur.
Bayar’ın Milli Mücadele anılarında, özellikle “Galip Hoca” olarak faaliyet gösterdiği dönemde birlikte çalıştığı Gökçen Efe ve Demirci Mehmet Efe gibi yerel direniş liderlerini tanımlamak için kullandığı bir terimdir. Bayar, bu figürleri vatansever ve kahraman olarak tasvir ederek, Kuvayı Milliye’nin halkın içinden çıkan otantik ve sivil karakterini vurgular. Bu anlatı, kendi sivil lider kimliğini de bu […]
Celal Bayar’ın Milli Mücadele yıllarında, özellikle Ege Bölgesi’nde Yunan işgaline karşı sivil direnişi örgütlerken kullandığı takma addır. Bu isim, sıradan bir köy hocası kimliğine bürünerek halkla kolayca kaynaşmasını, onların güvenini kazanmasını ve onları Kuvayı Milliye saflarında seferber etmesini sağlamıştır. Siyasi ve retorik işlevi, Bayar’ın kariyerinin sonraki aşamalarında da devam etmiştir. Bu lakap, onun asker veya […]