1978’de CHP hükümetinin kısa süreli kurslarla öğretmen ataması yapmasını eleştirmek için kullandığı bir ifadedir. Bu halk deyimi, nitelikli işlerin ve ciddi meselelerin aceleye getirilemeyeceğini, zaman ve emek gerektirdiğini anlatır. Retorik işlevi, rakip hükümetin icraatlarını “kalitesiz“, “yüzeysel” ve “günü kurtarmaya yönelik” olarak damgalamaktır. Kendi siyaset anlayışını ise daha planlı, sağlam ve kalıcı işler yapan bir anlayış […]
Dilbilgisel Kategoriler: Eleştiri
Korku Üzerine Siyaset
Yılmaz’ın, Türkiye’deki siyaset yapma biçimine yönelik temel bir eleştirisidir. “Korku üzerine siyaset bina edilemeyeceğini söylüyoruz” diyerek, özellikle Kürt sorunu gibi hassas konularda devletin ve siyasetçilerin attığı adımların, yersiz korkular ve endişeler tarafından belirlendiğini iddia eder. İnsan hakları belgelerine imza atılmasına rağmen, “korkularımız yüzünden, en basit uygulamalardan bile kaçındığımızı” belirtmesi, bu eleştirinin somut bir örneğidir. Bu […]
Otoriter Yapı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve mevcut iktidarın yönetim tarzını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Güçler ayrılığının ortadan kalktığı, denge ve denetleme mekanizmalarının zayıfladığı, medyanın baskı altında olduğu ve muhalif seslerin kısıldığı bir yönetim biçimini ifade eder. Gençlere seslenirken, “demokratik yollarla otoriter bir yönetimi değiştirdiler” diyerek, sandıkta bu yapıyı değiştirme görevini onlara yükler.
Saray
Sadece Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni değil, aynı zamanda onun temsil ettiği yönetim anlayışını ifade eden bir metonimidir. Kılıçdaroğlu’nun dilinde “Saray“, israfın, şatafatın, lüksün, kibirin ve halktan kopukluğun sembolüdür. “Saray ve şürekâsı” (Saray ve avanesi) gibi ifadelerle kullanıldığında, sadece bir kişiyi değil, onun etrafındaki çıkar grubunu da hedefler. “Çankaya Köşkü“nün tevazusu ve kurumsallığı ile tezat oluşturacak şekilde kullanılır.
Şatafat
“İsraf” ile yakın anlamlı olan, ancak daha çok gösteriş, lüks ve gereksiz ihtişamı ifade eden bir kelimedir. Kamu harcamalarındaki abartıyı ve gösteriş merakını eleştirmek için kullanılır. “Şatafata ve israfa son vereceğiz” vaadi , halkın yoksullukla boğuştuğu bir dönemde yöneticilerin lüks içinde yaşamasını ahlaki bir sorun olarak ortaya koyar.
Tek Adam Rejimi
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için kullandığı en sert eleştirel ifadedir. Bu terim, tüm yetkilerin tek bir kişide toplandığı, Meclis’in ve yargının işlevsizleştirildiği, denge ve denetleme mekanizmalarının ortadan kalktığı anti-demokratik bir yönetim modelini tanımlar. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” vaadi, bu rejime bir alternatif olarak sunulur.
Yandaş Medya
ktidarı eleştirmeyen, aksine onun politikalarını sorgusuzca destekleyen ve muhalefeti hedef alan medya kuruluşlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kılıçdaroğlu, bu yapıları, halkın doğru haber alma hakkını engelleyen ve bir “korku iklimi” yaratan aparatlar olarak görür.