Dilbilgisel Kategoriler: İfade

Acelemiz var

24 Ocak Kararları gibi radikal ve hızlı reformların eleştirilmesine karşı kullandığı bir savunma mekanizmasıdır. Bu ifade, Türkiye’nin kaybedecek zamanı olmadığı, gelişmiş dünyayı yakalamak için hızlı ve kararlı adımlar atılması gerektiği fikrini aşılar. Popülist liderlerde görülen “acelecilik” özelliğini yansıtır. Retorik olarak, müzakere ve uzlaşı süreçlerini atlayarak, kendi ajandasını hızla uygulama arzusunu meşrulaştırır ve muhalifleri “ilerlemeyi yavaşlatanlar” […]

Alışırsınız, alışırsınız

Özal’ın, politikalarına veya yarattığı yeni sosyal ve ekonomik durumlara yönelik eleştiri ve şikayetlere karşı verdiği meşhur, küçümseyici ve bir o kadar da kehanet niteliği taşıyan cevaptır. Bu ifade, neoliberal dönüşümün getirdiği sosyal şokların (zamlar, yeni vergiler, değişen tüketim alışkanlıkları) geçici olduğunu ve toplumun bu yeni düzene eninde sonunda adapte olacağını ima eder. Retorik işlevi, muhalefeti […]

Allah’ın verdiği ömrü…

Tam hali “Allah’ın verdiği ömrü onun izninden başka alacak yoktur! Biz de ona teslim olmuşuzdur” olan bu ifade, 1988’deki suikast girişiminden sonra yaptığı konuşmada sarf ettiği, kadercilik ve metanet içeren bir sözdür. Bu ifade, onun sivil dindarlık kimliğinin en güçlü göstergelerinden biridir. Siyasi bir suikastı, ilahi bir imtihan çerçevesinde yorumlayarak, olayı kişisel cesaretinin ve inancının […]

Atatürk Metodolojisi

Bayar’ın, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini dogmatik birer kural olarak değil, akılcı ve pragmatik bir problem çözme yöntemi olarak yorumlama biçimidir. Bu ifadeyle Bayar, Atatürkçülüğün statik bir ideoloji olmadığını, değişen zamanın koşullarına uyum sağlayabilen dinamik bir düşünce sistemi olduğunu savunur. Retorik olarak bu terim, DP’nin yaptığı yeniliklerin (örneğin ekonomik liberalleşme) Atatürk’ün mirasına bir ihanet değil, tam […]

Ben zenginleri severim

Türkiye’nin geleneksel popülist söyleminde genellikle “halk” ve “yoksul” övülürken, Özal’ın bu ifadesi bir tabuyu yıkmıştır. Zenginliğin ve zenginleşmenin meşru ve hatta arzu edilir bir hedef olduğunu açıkça dile getirir. Bu söz, onun liberal ekonomi anlayışının ve “köşe dönme” kültürünü teşvik ettiği yönündeki eleştirilerin bir özetidir. Retorik işlevi, girişimciliği ve sermaye birikimini kutsayarak, neoliberal ekonomik model […]

Benim memurum işini bilir

Düşük memur maaşlarıyla ilgili bir soruya verdiği bu cevap, Türk siyasi dilinin en çok anlam katmanına sahip ifadelerinden biridir. İlk ve en masum anlamı, memurların tutumlu ve becerikli olduğu, ek işler yaparak geçimlerini sağlayabildikleridir. Ancak, ifadenin yaygın ve kalıcı anlamı, rüşvet, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının kişisel çıkar için kullanılmasına göz yumulduğu, hatta bunun teşvik edildiği […]

Cumhurbaşkanı oldum diye namazı mı terk edeceğim?

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra kamusal alanda dini vecibelerini yerine getirmesine yönelik eleştirilere verdiği cevaptır. Bu ifade, dindarlığın kişisel bir tercih olduğunu ve kamusal bir makamla çelişmediğini vurgular. Laikliğin katı yorumuna bir meydan okumadır ve onun “sivil dindarlık” anlayışını özetler. Bu sözle, dindar kimliğini modern ve demokratik bir lider kimliğiyle başarıyla bütünleştirmiştir.

Hadi bir kaset koy da neşelenelim Semra Hanım

Özal’ın eşi Semra Özal’a hitaben söylediği bu söz, onun sivil, modern ve Batılı yaşam tarzını yansıtan, aile hayatını kamusal alana taşıyan bir ifadedir. Siyasetin ağır ve ciddi havasını dağıtan, liderin insani ve eğlenceli yönünü gösteren bir imaj çizer. Bu tür ifadeler, onun muhafazakâr kimliğiyle modern yaşam tarzını nasıl birleştirdiğini göstererek, farklı toplumsal kesimlere hitap etme […]

Kürt Realitesi

Özal’ın, özellikle cumhurbaşkanlığı döneminde, Türkiye’nin Kürt sorununa yaklaşımında bir tabuyu yıkan ifadedir. O zamana kadar devletin resmi söyleminde varlığı dahi inkâr edilen Kürt kimliğini “bir realite (gerçeklik)” olarak tanımlamıştır. Bu, sorunun sadece bir “terör” veya “güvenlik” meselesi olmadığını, aynı zamanda bir kimlik ve demokratikleşme boyutu olduğunu kabul etmek anlamına geliyordu. Kendi babaannesinin Kürt olabileceğini söylemesi […]

Onlar Şii, biz Sünniyiz

Özal’ın, İran-Irak Savaşı veya diğer bölgesel meseleler bağlamında, Türkiye’nin dış politikasını mezhepsel bir perspektiften değerlendirdiğini gösteren bir ifadedir. Bu söz, onun dış politikadaki pragmatizminin yanı sıra, zaman zaman reelpolitiği dini ve kültürel kimlikler üzerinden okuma eğilimini de ortaya koyar. Devletin geleneksel laik dış politika dilinden bir sapmadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×